BİRİNCİ BÖLÜM
ZİYARET ETMEKLE İLGİLİ EDEPLER :
Müslümanlar arasındaki ziyaretlerin aralarındaki ilişkilerin güçlenmesinde önemli bir etkisi vardır. Ayrıca sevgi ve samimiyet ve birbiriyle ilişki kurmada ziyaretin büyük bir etkisi vardır. Aynı şekilde bu ziyaret, Allah için kardeş olanların veya akrabalık ilişkilerini sürdürmek için yapılan ziyaret ise, bunun büyük sevabı ve mükâfatı vardır. Bu Müslümanlardan birini ziyaret etmek isteyen kimselerin İslâm dininin bu konuda belirttiği edeplere uyması gerekir: Bu edeplerden bazıları şunlardır:
Birinci edep/ kural: İyi niyetli olmak:
Bir kişi, belirli bir kişiyi ziyarete gittiğinde veya benzeri bir ziyaret gerçek-leştirdiğinde onun niyeti mutlaka sırf Allah rızasını kazanmak olmalıdır. Ta ki kişi bu ziyaretinde harcadığı çaba, mal ve vakitten dolayı sevap kazansın. Kardeşlerinin ziyaretinde niyeti sadece onları Allah için sevdiğinden dolayı olmalıdır. Veya Allah’ın emrini yerine getirmek ve mükâfatını O’ndan ummak niyetiyle akrabalık ilişkilerini sürdürür. Ebû Hüreyre’den (r.a.), Hz. Peygamberin (s.a.s.) şöyle buyurduğu nakledil-miştir: “Adamın biri, bir başka köydeki (din) kardeşini ziyaret etmek için yola çıktı. Allah Teâlâ, adamı gözetlemek için onun yolu üzerinde bir meleği görevlendirdi. Adam meleğin yanına gelince, melek: “- Nereye gidiyorsun? dedi. Adam, “– Şu (ileriki) köyde bir din kardeşim var, onu ziyarete gidiyorum, cevabını verdi. Melek: “– O adamdan elde etmek istediğin bir menfaatin mi var? dedi. Adam:”- Yok hayır, ben onu sırf Allah rızası için severim, onun için ziyaretine gidiyorum, dedi. Bunun üzerine melek: “– Sen onu nasıl seviyorsan Allah da seni öylece seviyor. Ben, bu müjdeyi vermek için Allah Teâlâ’nın sana gönderdiği elçisiyim, dedi.”[1]
İkinci edep/ kural: Aşırı derecede fazla ziyaret yapılmamalıdır:
Böylece insanlar kişiden usanmasınlar. Çünkü çok sık ziyaret yapan bir adamdan diğer insanlar bıkmış olurlar. Peygamberimiz (s.a.s.), şöyle buyurmuştur: “ Seyrek ziyaret et ki senin sevgin artsın.”[2]
Üçüncü edep/ kural: Ziyaret etmek için uygun vakitleri araştırmak gerekir:
Mümkün derecede ziyaretçinin bu kurala uyması gerekir. Şafak vaktinde veya öğle saatlerinde ya da gece geç saatlerde birinin ziyaretine gitmek uygun değildir. Çünkü bu vakitler, uyku ve dinlenme vaktidir. Ziyaret için uygun değildir. Ancak acil bir durum ortaya çıkarsa veya bu vakitte ziyaret etmek için önceden izin alınmışsa bu ziyaret uygun olabilir.
Dördüncü edep/ kural: İzin isteme kurallarına bağlı kalmak gerekir:
Yani izin isteme edepleri bölümünde bu konuyla ilgili bilgiler verildi. O konuya başvurulmalıdır. Bu kurallardan birisi de üç defa zil çalmak, kendini tanıtmak, kapının önünde durmamak selam vermek ve diğer edeplere uymak gerekir.
Beşinci edep/ kural: Ziyâret ettiği evdeki nâ mahremlere (yabancı bayanlara) bakmamak gerekir:
İnsan, bir kavmi evlerinde ziyaret ettiği vakit, onların kadınlarına bakmaması gerekir. Ayrıca rastgele her yere bakmak için uğraşmamalıdır. Çünkü bu durumda bakılması yasak olan kimselere bakabilir. Ayrıca bunu içinden bile geçirmemelidir. Yüce Allah bu konuda şöyle buyurmuştur: “ Allah, gözlerin hain bakışını ve kalplerin gizlediği şeyleri bilir.”[3]
İbnu Abbâs: bu ayetin tefsirinde şöyle demiştir: Bu ayetten maksat, bir adamı düşünün ki bir ailenin yanına girmiş. O ailenin içinde güzel bir kadın var. Veya bir adam onlara uğramış da yanlarında güzel bir kadın var. Onların görmediği sırada ziyaretçi göz uçlarıyla o kadına bakar. Onlar kendisinin durumunu fark ettiklerinde ziyaretçi gözlerini kapatır. Onların gaflet anında yine hemen o güzel kadına bakar, onlar durumunu fark ettiklerinde yine gözlerini kapatır. İşte Yüce Allah (c.c.) o kimsenin, kalbindeki o kadının utanma yerine/ cinsel organına muttali olma arzu ve isteğine muttali olur.”[4] Öyle ise ziyaretçi olan kimsenin Allah’ın takvası ile süslenmesi ve Onun gözetmesi altında olduğunu bilmesi gerekir.
Altıncı edep/ kural: Ev sahibi nereye oturmasına müsaade ederse, ziyaretçinin oraya oturması gerekir:
Ev sahibi, misafirini belirli bir odaya koyarsa, onun izni olmadan misafirin oradan ayrılması caiz/uygun değildir. Şayet ev sahibi misafiri belirli bir oturak üzerine veya belirli bir yerde oturtursa, misafir orada oturur. Onun izni olmadan başka yere geçmesi uygun değildir. Belki ev sahibi, evin kutsallığını korumak için misafiri ilgili yerde oturtmuş olabilir.
Yedinci edep/kural: Ziyaretçinin etrafındaki mobilya ve benzeri şeylere bakma-ması gerekir:
Misafir, durmadan etrafındaki mobilya ve diğer demirbaş eşyalarına baktığı zaman, çok sayıda insanlar bundan rahatsız oluyorlar. Ve özellikle misafir sürekli; bu kaçadır? Bunu nereden satın aldınız? diye sorarsa ev sahipleri rahatsız olurlar. Ve misafir, sürekli bir mobilyayı veya bu duvarı v. s. beğendiğini açıklarsa ev sahipleri rahatsız olurlar.
Sekizinci edep/ kural: Ziyaretçi, misafir olduğu evde sesini yükseltmemelidir:
Misafirin çok yüksek sesle konuşması ve tartışmaya girmesi v. s. ziyaret edilenlerin canını sıkıyor. Öyle ise misafirin başkasının evinde, onları rahatsız etmemesi için sesini kısması gerekir. Yüce Allah bu konuda şöyle buyurmuştur: “…Ve sesini alçalt!…”[5]
Dokuzuncu edep/ kural: Ev halkını dinlememeli ve onlara karşı casusluk girişi-minde bulunmamalıdır:
Bazı insanlar komşu odalardaki ev halkının sözlerini dinlemek veya ev sahibinin ailesi ile konuşmalarını ya da evin kadınlarının sözlerini vs. yi dikkatle dinliyorlar. Bütün bunlar insana yakışmayan davranışlardır. Hattâ bunlar bir çeşit hıyanet sayılır. Özellikle de bu hareketleri yapan kişi, kötü niyetli ise bu davranışlar ona yakışmaz.
Onuncu edep/ kural: Çocuklarının başkasının evinde ortalığı dağıtmalarına izin vermemesi gerekir:
Yani çocukların oynamalarına ve mobilyaları imha etmelerine, onları kırmalarına, eşyaları dağıtmalarına, ev sahibinin çocuklarını dövmelerine, bağırarak ve gürültü ederek seslerini yükseltmelerine izin vermemek gerekir. Bütün bunlar, ev sahibini rahatsız eder. Ev sahiplerinin, kişinin ziyaretinden rahatsız olmalarına sebep olur. Açıkça biliniyor ki; Müslümanları rahatsız etmek hiçbir şekilde caiz değildir.
On birinci edep/ kural: Başkasının evlerinde ev sahiplerine imamlık etmemesi gerekir:
Bir kavmi evlerinde ziyaret ettiğinde, insanlar evde namaz kıldıklarında ziyaretçinin onlara imamlık etmesi uygun değildir. Çünkü peygamberimiz (s.a.s.), şöyle buyurmuştur: “ Kim bir kavmi evlerinde ziyaret ederse, onlara imamlık yapamaz. Onlara ev sahiple-rinden bir adam imamlık yapsın.”[6] Ancak ziyaretçinin/ misafirin ilmi, fazileti ve yaşından dolayı köy halkı onun imamlık yapmasına izin verirse, hadisçilerden bir grup bu durumda onun imamlık yapmasının caiz olduğunu belirtmiştir.
On ikinci edep/ kural: Ziyareti fazla uzatmamak gerekir:
İnsanların ziyaretçiden usanmamaları için, onun insanlar yanında uzun süre kalması uygun değildir. Bilakis gücü yettiği kadar ziyaret süresini kısa kesmesi gerekir. Böylece ziyaretinin ev sahiplerine hafif gelmesi ve onlar tarafından sevilmesi için ziyaretini kısa kesmesi gerekir. Çünkü bir ziyaretçi, başkaları yanında uzun süre kalmayı alışkanlık haline getirirse, insanlar ondan bıkarlar, bu ziyareti onlara ağır gelir ve onun bu ziyare-tinden hoşlanmazlar. Bazen de onu karşılamaktan kaçınırlar, bazen de onun gıybetini yaparlar/ çekişirler ve onun aleyhinde hoşuna gitmeyen sözleri söylerler.
On üçüncü edep/ kural: Emr-i bi’l ma’rûf ve nehy-i ‘ani’l-münkeri= iyiliği emretmek, kötülükleri yasaklaması gerekir:
Şayet ziyaretçi, ziyaret ettiği evde, kötü bir şeyi görürse, örneğin asılı resimleri, heykelleri görürse veya namazı kılmayan, müzik, şarkıları dinleyen vs. gibi şeyleri görürse, onun iyiliği emretmesi ve gücünün yettiği kadar kötülüğü yasaklaması gerekir. Bu konuda utanmaması gerekir. Ancak bu görevini yaparken, ev halkının kabul edebi-leceği güzel bir üslubu kullanmaya özen göstermesi gerekir.
On dördüncü edep/ kural: Ev sahibinin izni olmadan dönmemesi gerekir:
Evin sahibinden izni almadan ziyaretçinin dışarı çıkması caiz değildir. Ayrıca ev sahibinin oturduğu meclisten izinsiz dışarı çıkması caiz değildir. Peygamberimiz (s.a.s.) şöyle buyurmuştur: “ Sizden biriniz kardeşini ziyaret edip onun yanında oturursa, ondan izin almadan o meclisten kalkmasın.”[7] Şayet ziyaretçi izin almadan meclisten kalkıp çıkarsa, ev halkından avret yerleri açık olan bazı kimselerin avret yerlerini görebilir. Bu da caiz değildir.
On beşinci edep/ kural: Misafirperliklerinden dolayı ev sahibine teşekkür etmek:
Özellikle ev sahipleri, ziyaretçiyi iyice karşıladıklarında onlara teşekkür etmesi gerekir. Şüphesiz ki insanlara teşekkür etmeyen kimse Allah’a da teşekkür etmez. İnsanın kendisine iyilik yapan kimseyi mutlaka ödüllendirmesi gerekir. En az ona dua etmesi gerekir: “Beni güzel karşılamandan dolayı Allah sana mükâfat versin.” Ve benzeri ifadelerle dua etmelidir.
Bunlar Yüce Allah’ın ziyaretle ilgili tespit etmeyi bize kolaylaştırdığı edeplerdir. Bunların sayısı on beş tanedir. ‘Âlemlerin Rabbi Allah’a hamd olsun.[8]
[1] – Müslim, Sahîh, Birr 38, (No: 2567), Bu hadis, Ebû Hüreyre’den rivâyet edilmiştir. Hadisteki : “Medrecehu” ifadesi; “ yolu” manasınadır. “Terubbuhâ” ifadesi; Yanı onu düzeltmek veya gözetmek için onun yanına gidiyorsun, manasınadır.
[2] – el-Beyhakî, Şu’abu’l-îmân, (No: 8371); el-Bezzâr, Müsned, (No: 1922) ve diğer muhaddisler. Bu hadis, Ebû Hüreyre’den rivayet edilmiştir; et-Taberânî, el-Mu’cemu’l-evset, 1: 87 ve diğer muhaddisler. Bu hadis, İbnu Ömer’den rivayet edilmişitir. Ayrıca Ebû Zer, Habîb b. Mesleme ve Hz. ‘Âişe’den (Allah onlardan razı olsun) rivayet edilmiştir; el-Elbânî, Sahîhu’l-câmi’, (No: 3568).
[3] – Ğâfir/Mümin suresi, 40:19.
[4] – İbnu Kesîr, et-Tefsiru’l-kebîr, 4: 79-80 (Trcm. 13: 6986, cüz: 24: sure:40, ayet 19), İbnu Kesîr, İbnu ‘Abbâsın bu açıklamasını İbnu Ebî Hatem’den rivâyet etmiştir.
[5] – Lokman suresi, 31:19.
[6] – Ahmed b. Hanbel, Müsned, 3: 436; Ebû Dâvud, Sünen, (No: 596); et-Tirmizî, Sünen, (No: 356) , et-Tirmizî bu hadisin “sahih” olduğunu belirtmiştir. Bu hadis, Mâlik b. El-Huveyris’ten rivâyet edilmiştir; el-Elbânî, Sahîhu Ebî Dâvud, (No: 556); et-Tirmizî, Sünen, 2: 188 de şöyle demiştir: Peygamberimizin (s.a.s.) ashabı ve diğerlerinden olan hadisçilerin çoğu bu hadise göre amel etmiştir. Onlar, şöyle demişler: Ev sahibinin, ziyaretçiden daha fazla imamlık yapmaya hakkı vardır. Hadisçilerden bazıları şöyle demiştir: Ev sahibi, ziyaretçiye izin verirse, onun imamlık yapmasının bir sakıncası yoktur. İshak, Mâlik b. El-Huveyris’in rivayet ettiği hadise göre fetva vermiştir. Ve hiç kimsenin ev sahibine imamlık yapmaması gerektiğini vurgulamıştır. Ev sahibi izin verse bile misafirin imamlığı uygun değildir. Aynı şekilde bir misafir ziyareti esnasında camide de köy halkına imamlık yapamaz. Bu durumda köy halkından birisi onlara imamlık yapsın. (nakil bitti.)
[7] – ed-Deylemî, Müsnedu’l-Firdevs, 1:372 (No: 1205), Bu hadis, Mâlik b. El-Huveyris’ten rivâyet edilmiştir. Bir nüshada İbnu Ömer’den rivayet edilmiştir; el-Elbânî, Sahîhu’l-câmi’, (No: 583), eL-Elbânî, bu hadisin “sahîh” olduğunu belirtmiştir; Bu hadisin ed-Deylemî, Ebu’ş-Şeyh, et-Târih, ve el-Harbî’den rivayet ettiğini belirtmiştir.
[8] – Fazla bilgi için bakınız: el-Beyhakî, el-Âdâb, s. 94 ve devamı; İbnu Müflih, el-Âdâbu’ş-şer’îyye, 1: 401, 3: 208, 569; el-Meydânî, el-Ahlâku’l-İslâmiyye, 2:189 ve devamı; İbnu Kuteybe, ‘Uyûnu’l-ahbâr, 3:30 ve devamı; Havle Dervîş, ez-Ziyâretu beyne en-nisâ; İbnu Hacer, Fethu’l-bârî, 10:498; Abdu’l-Fettâh Ebû Ğudde, Min edebi’l-islâm, s. 21 ve devamı ve diğer eserler.
Bir yanıt bırakın