UYKUDAN UYANMAKLA İLGİLİ EDEPLER.

ALTINCI BÖLÜM

UYKUDAN UYANMA ADABI

Uykudan uyanma Allah’ın nimetlerindendir. Çünkü Allah, onunla insanın hayatını uzattı, sâlih ameller işlesin diye ona mühlet verdi ve yapamadığı şeyler hususunda pişman olsun diye. Bu Allah’a şükretmeyi gerektiren Allah’ın nimetlerindendir. Ancak insanın Allah’ın nimetlerine gerçek anlamda şükretmesi için, Allah’ın Peygamberinin uykudan uyanırken yaptığı hareketlerine ve söylediği sözlerine göre âmel etmesi gerekir. Ben, Allah’ın izniyle bu konuda kolay olanlarını sayacağım. Bu edeplerden bazıları şunlardır:

Birinci edeb: Allah’ın nimetlerini izlemek:

Bundan maksat, insanın kalbiyle Allah’ın ona verdiği nimetlerini görmesidir. Çünkü Allah, onu ölümden sonra diriltti. Salih ameli işlesin ve yaptıkları kusur ve günahlardan istiğfar etsin diye Allah’ın rızasını elde etmeye çalışması için onun ömrünü uzatmıştır.

 

İkinci edeb: İki eliyle yüzünü meshetmek:

Bu, uykunun kalıntılarını izale etmek içindir. İbn Abbâs’tan (r.a.) şöyle rivâyet edilmiştir: “Ben, teyzem Hz. Meymûne’nin yanında geceledim… sonra Peygamber (s.a.s.) uyandı ve iki eliyle yüzünü meşhetti, sonra Âl-i İmrân sûresinin son 10 âyetini okudu…[1]

Üçüncü edeb: Allah’a zikretmek:

Yani Hz. Peygamber’den (s.a.s.) geldiği gibi Yüce Allah’a (c.c.) zikretmek. Bunlardan bazıları şunlardır:

a- Peygamber (s.a.s.) şöyle buyurmuştur: “Öldükten sonra bizi dirilten Allah’a hamdolsun ve dönüş de O’na’dır.[2]

b- Yine bu konuda şöyle buyurmuştur:

(( الحمد لله الذي رد إلي روحي وعافني في جسدي وأذن لي بذكره ))

“Ruhumu bana döndüren, bedenime âfiyet veren ve O’nu zikretmek için bana izin veren Allah’a hamd olsun.[3]

c- Gece uyandığında Âl-i İmrân suresinin son 10 âyetini okumak.[4]

d- Yine gece uykudan uyandığında:

لا إله إلا الله وحده لا شريك له له الملك وله الحمد يحيي ويميت بيده الخير وهو على كل شيء قدير، سبحان الله والحمد لله ولا إله إلا الله والله أكبر ولا حول ولا قوة إلا بالله .

“Allah’tan başka hiçbir ilâh yoktur, O birdir, Onun ortağı yoktur, mülk ve hamd O’nundur, O dililtir ve O öldürür, iyilik yalnız O’nun elindedir. O her şeye kadirdir. Allah’ı noksan sıfatlardan tenzih ederim. Hamd, yalnız Allah’a mahsustur. Allah’tan başka hiçbir ilah yoktur. Allah en büyüktür. Yüce Allah’ın güç ve kuvvetinden başka hiçbir güç ve kuvvet yoktur.”[5]  Bundan sonra Allah’a duâda bulunur. Umulur ki duâsını kabul olur, Allah’tan mağfiret diler. Hadiste geçtiği gibi namaz kılar, namaz hakkındaki açıklama inşaallah sekizinci edepte zikredilecektir.

e- Korkarak uykudan uyandığında şöyle der:

أَعُوذُ بِكَلِمَاتِ اللَّهِ التَّامَّاتِ مِنْ غَضَبِهِ ، وَعِقَابِهِ ، وَشَرِّ عِبَادِهِ ، وَمِنْ هَمَزَاتِ الشَّيَاطِينِ ، وَأَعُوذُ بِكَ رَبِّ أَنْ يَحْضُرُونَ ” .

“Allah’ın bütün kelimeleriyle, Allah’ın gazabından, azabından; kullarının şerrinden, şeytanların vesveselerinden ve şeytanların bana yaklaşmalarından Allah’a sığınırım.”[6]

 

Dördüncü edeb: Misvak kullanmak:

Bunu, Peygamber (s.a.s.) böyle yaptığı için, yapılır. Çünkü peygamberimiz: “Baş ucunda misvak olmadan uyumazdı, uyandığında misvak kullanırdı.”[7] Misvak kullanma ağız kokusunu giderir, uykudan dolayı bozulan ağız kokusunun giderilmesi içindir. Fakat misvakın bir kılıfta olması gerekir. Ya da katlanmış bir yaprağın içine veya buna benzer bir yerde olması lazımdır. Ta ki haşere ve buna benzer şeylerin zararlarından korunsun. Aksi takdirde, sahibinin rhasta olmasına sebep olur.

 

   Beşinci edeb: Elleri üç sefer yıkamak:

Yani herhangi bir kaba koymadan önce elleri üç defa yıkamak. Bu Peygamberimizin (s.a.s.) şu sözünden dolayıdır: “Sizden biriniz uykudan uyandığında ellerini üç defa yıkamadan kaba sokmasın. Çünkü O, elinin nerede gecelediğini bilmiyor!”[8] Bu Peygamberimizden (s.a.s.) gelen büyük bir edebdir. Çünkü uyuyan kişi uyuduğu zaman terler ve bedeninin terleyen yerlerini veya tenasül uzuvlarını bilmeden kaşıyabilir ve bunun sonucunda uygun olmayan yerleri tutabilir. Bundan dolayı Peygamberimiz (s.a.s.), bu edebe uygun hareket etmeyi tavsiye etmiştir. Bunun gibi musluktan abdest almadan önce, ağza ve burna su vermeden  önce elleri üç defa yıkamalıdır.

      Altıncı edeb: Abdest almak:

Bu konuyla ilgili hadisler 7. ve 8. edeblerde gelecek.

      Yedinci edeb: Burna güçlü bir şekilde üç sefer su vermek.

Yani abdest esnasında nefesle birlikte burundaki suyun dışarı çıkarılması. Peygamberimizin (s.a.s.), şu hadisinden dolayı böyle yapmak gerekir: “Sizden biriniz uykudan uyandığında abdest alsın ve burnuna üç sefer su çeksin. Çünkü şeytan burun deliklerinde uyumuştur.”[9]

Sekizinci edeb: Namaz kılmak:

Yani uyandıktan sonra iki rek’at dahi olsa namaz kılmak. Bu konuda Peygamberimiz (s.a.s) şöyle buyurmuştur: “Sizden biriniz uyuduğu vakit şeytan, onun ense köküne üç düğüm atar; her düğümün bulunduğu yere, “Haydi uyu, gecen uzun ola!” (diyerek) vurur. Eğer o kimse uyanır ve Allah’ı zikrederse bir düğüm çözülür; abdest alacak olursa bir düğüm daha çözülür; namaz kılarsa bütün düğümler çözülür. Böylece, o insan gönül rahat olarak, canlı ve hoş bir ruh haliyle sabaha erer; aksi halde, kalbi kararmış, içi daralmış ve iyice uyuşuklaşmış bir halde sabahlar.[10]

     Dokuzuncu edeb: Ev halkını uyandırmak:  

Bir kişi gece uyandığında; ev halkını, eşini ve çocuklarını iki rekat dahi olsa, onlara namaz kıldırmak ve bunun için onları uyandırması sünnettir. Çünkü Peygamberimiz (s.a.s.) şöyle buyurmuştur: “Birisi gece uyanıp eşini de uyandırıp iki rek’at namaz kılarlarsa bunlar, Allah’ı çok zikredenler olarak yazılacaklardır.”[11] Şayet eşi kendisi ile birlikte gece namazını kılmak için kalkmazsa, yüzüne biraz su serperek onu uyandırmasında sakınca yoktur. Bunun gibi eş de kocasına aynı şekilde davranırsa sakıncası yoktur. Pey-gamber efendimiz (s.a.s.), bu hususta şöyle buyurmuştur: “Gece uyanıp namaz kılan ve eşini de uyandırıp namaz kılmasına sebep olan şayet uyanmazsa, yüzüne su serpen adama, Allah rahmet etsin. Bunun gibi, gece uyanıp namaz kılan ve kocasını da uyandırıp namaz kılmasına sebep olan şayet uyanmazsa yüzüne su serpen kadına, Allah rahmet etsin.”[12] (Uyanamıyan kimsenin) yüzüne su serpmek lazımdır, yoksa yüze su dökmek uygun değildir. Çünkü bu uyuyanın burun deliklerine girer ve boğulmasına sebep olabilir. Ancak yüze su serpmekten maksat, uyuyanın uyanması ve uyku eserinin giderilmesi içindir.

      Onuncu edeb: Erken uyanmak:

Yani erken uyanmayı âdet haline getirmek ve gecikmeyi ortadan kaldırmak. Bu durum, bereketi cezbeden bir şeydir. Peygamberimiz (s.a.s) bu konuda şöyle buyurmuştur: “Allahım! Ümmetime sabah erken davran-masından dolayı bereket ver.[13] Geç uyanmaya gelince geç uyanan kişi bir çok faydalı ve gerekli şeyleri elinden kaçırır ve günün kaybolmasına sebep olur. Bu, herkesin gördüğü ve şahit olduğu bir şeydir.

On birinci edeb: Uyandıktan sonra yatağını düzeltmek:

Müslüman kişi uyanıp işine veya dersine gitmek için hazırlandığında evden çıkmadan önce, uyumuş olduğu yatağını uygun bir şekilde düzeltmesi ve ona güzel bir manzara vermesi gerekir. Bunun gibi, müslüman kişinin (her işinde) böyle olması gerekir. Çünkü İslam temizlik ve düzenli olma dinidir.  Müslüman yatağını dağınık bir şekilde perdeleri saçılmış halde ve diğer şekillerde bırakmamalıdır. Çünkü bütün bunlar, dağınık ve önemsemeyen bir halde bulunmaması gereken Müslümana yakışmaz.

Bu bunlar, uykudan uyanmakla ilgili edeplerden Yüce Allah’ın bize kolaylaştırdığı bilgilerdir. Bunların sayısı on bir tanedir. Âlemlerin Rabbi Allah’a hamd olsun.

[1] Sahîhu Buhârî, (No: 4570); Sahîhu Müslim, (No:763), Bu hadis, İbn Abbâs’tan rivâyet edilmiştir.

[2] Sahîhu Buhârî, (No:6312). Bu hadis, Huzeyfe’den rivâyet edilmiştir; Sahîhu Müslim, (No:2710), Bu hadis, el-Berrâ’dan rivâyet edilmiştir.

[3] Tirmizî, Sünen,  (No:3401), Tirmizî bu hadisin “Hasen hadis” olduğunu zikretmiştir; Bu hadis, Ebu Hüreyre’den rivâyet edilmiştir; Sahihû Tirmizî, (No:2707).

[4] İkinci edebe müracaât ediniz.( Sahîhu Buhârî, (No: 4570); Sahîhu Müslim, (No:763), Bu hadis, İbn Abbâs’tan rivâyet edilmiştir.)

[5] Sahîhu Buhârî, (No:1154), Bu hadis, ‘Ubâde İbn Sâmit’ten rivâyet edilmiştir.

[6] Tirmizî, Sünen, (No: 3528. Tirmizî bunun “Hasen hadis” olduğunu belitmiştir. Bu hadis,  İbn ‘Amr’dan rivâyet edilmiştir. Sahîhu’l- Câmi’, (No:701).

[7] Ahmed b. Hanbel, Müsned, 2:117, ve diğerleri. Bu hadis, İbn Ömer’den rivâyet edilmiştir. İbn Adiyy de el-Kâmil adlı eserde 3:382 numaralı hadiste aynısını rivayet etmiştir. Bu hadis, İbn Ömer’den rivâyet edilmiştir. Sahîhu’l-Câmi’, (No: 4872).

[8]Sahîhu Buhârî, (No:162); Sahîhu Müslim, (No: 278).  Bu hadis, Ebu Hüreyre’den rivâyet edilmiştir. Lafız Müslim’indir.

[9]Sahîhu Buhârî, (No:3295); Sahîhu Müslim, (No:238). Bu hadis, Ebu Hüreyre’den rivâyet edilmiştir.

[10]Sahîhu Buhârî, (No:1142); Sahîhu Müslim, (No: 776). Bu hadis, Ebu Hüreyre’den rivâyet edilmiştir.

[11] Ebu Dâvud, Sünen, (No:1451);  İbn Mâce, Sünen, (No:1335); İbn Hibbân, Sahîh, (No: 2560); Hakim, el-Müstedrek, 1:316, Zehebî, bunu Ebu Hureyre ve Ebu Sa’id’den rivâyet ederek “sahih” olduğunu söylemiştir; Sahihu’l-Câmi’, (No:333).

[12] Ahmed b. Hanbel, Müsned, 2:250; Ebu Dâvud, Sünen,  (No:1308); Nesâî, Sünen, 3/205; İbn Hibbân, Sahîh, (No: 8558; Hakim, el-Müstedrek, 1:309 ve el-Hakim bu hadisin “sahih” olduğunu belirtmiştir; İbn Huzeyme, Sahîh, (No: 1148). Bu hadis, Ebu Hureyre’den rivâyet edilmiştir. Sahihu’l-Câmi’, 3494.

[13] Ahmed b. Hanbel, Müsned, 4:417; Ebu Dâvud, Sünen, (No: 2606); Tirmizî, Sünen, (No:1212), Tirmizî bunun “hasen” hadis olduğunu ifade etmiştir; İbn Mâce, Sünen, (No: 2236); İbn Hibbân, Sahîh, (No:4735), Bu hadis, Sahr el-Gâmidi’den rivâyet edilmiştir. Sahihu’l- Câmi’, (No:1300)

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*


This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.