Cumhuriyetten Önce Kızların Eğitimi

CUMHURİYETTEN ÖNCE ARAPÇA ÖĞRETİMİ

Arapça’nın Önemi ve İlk Eğitim Müesseseleriİslam dini, Müslümanlara okuma yazmayı teşvik etmiştir.[1] Hz.Peygamber (s.a), Bedir savaşında esir alınan bazı Kureyş müşriklerinden fidye olarak her birisinin on müslümana okuma-yazmayı öğretmek karşılığında onları serbest bırakmıştır.[2]Camilerin yanında kurulan Mahalle mektepleri okuma-yazma, ve Kur’an-ı Kerim öğretiminde ilk bilgileri vermek ve dört işlemi öğretmek için kurulmuş, bir kısmı da aynı şekilde dil ve benzeri şeyler (şiir ve atasözleri) üzerinde öğretimi yapmak için yapılmıştı.[4]Bir atasözüne göre; “Her lisan bir insandır.”Zamanın ilerlemesi ile hadislerin yazılması ve divan katipliliğini yapmak için okuma-yazmayı öğretmek zaruret haline geldi.[6]  Selçuklu devlet adamları, eğitime önem vermişler ve medreseleri ülkenin her tarafına yaygınlaştırmışlardı. Hatta Alparslan şahsî gelirinin onda birini bilim adamlarına veriyordu.[8]İlk Selçuklu Medreseleri 1040 yıllarında Nişaburda Tuğrul bey tarafından kurulmuştur. Alparslan döneminde 1067’de Bağdat’ta “Nizamiye Medreseleri” adıyla önemli ilmî kurumlar açılmıştır.[10]Nizamiye medreselerinde; Kur’an, Tefsir, Hadis, Fıkıh, Kelam gibi temel dini bilgiler yanında Arapça nahiv, sarf ve arap edebiyatı dersleri okutulurdu.[12]Nizamiye Medreselerinde yaklaşık 6000 öğrenci yatılı olarak okuyorlardı. Bu öğrencilere, devlet tarafından maddî destek sağlanırdı, fakir öğrencilere burs verilirdi.[14]  Osmanlılarda dini eğitim, medreselerde yapılmıştır. Okuma- yazma ve Kur’an öğretiminden sonra medreselerde umumiyetle yalnız erkekler okumuştur. Kızların eğitimine çok önem verilmemiştir. Bu durum resmî olarak 1776 tarihinde askerî ve sivil okullar açılıncaya kadar devam etmiştir.[16] Sıbyan okulları, 5 ve 6 yaşındaki kız ve erkek çocukların öğrenim görmeleri için, çoğunlukla mahalle camii veya mescidlerin yanında ve bazı yerlerde kendine ait özel bir bina olarak, hayırsever kişiler tarafından yapılan okullardır. Bu okullar, okulu yaptıranların veya onları temsil eden kişilerin oluşturdukları özel bir vakıf tarafından idare edilmekte idi.[18]1892 yılında çıkarılan bir talimata ve kasabalarda ibtidâî mekteplerine mahsus bir müfredatın cetvelleştiğini görüyoruz.1) İbtidâî okulların 3 sınıf olduğu anlaşılır.

  • Bu programın içerigi şöyledir:
  • Sıbyan okullarında öğretim dili Türkçedir. Ancak bazı vakfiyelerde okulun amacı Kuran-ı Kerim öğretiminin yanı sıra, kitabet (yazı) ve hüsn-i hatta (güzel yazıya), dört işlem, hatta Arapça ve Farsça’ya özel önem verilirdi.
  • SIBYAN OKULLARI
  • Osmanlılarda ilk medrese, 1330’da Orhan Bey tarafından İznik’te yaptırılmıştır. Daha sorda İmparatorluğun her ilinde medreseler inşa edilmiştir.[17]
  • OSMANLILARDA EĞİTİM
  • Anadolu Selçukluları ve Beylikleri döneminde Konya, Kayseri, Sivas, Divriği, Erzurum, Tokat, Çankırı, Sinop, Kırşehir, Antalya, Urfa, Diyarbakır, Silvân, Mardin, Kızıltepe gibi şehir ve ilçelerde (sancaklarda) çok sayıda medrese, cami ve kütüphaneler kurulmuştur.[15]
  • Ortaçağda İslam âleminde öğretim, bilim ve kitap yazım dili esas olarak Arapça idi.[13]
  • Selçuklular döneminde Bağdat, Musul, Basra, Nişabur, Belh, Herat, Isfahan, Merv, Amul, Rey ve Tus gibi kentlerde medreseler kurulmuştur.[11]
  • Alparslan, Nişabur’da bir caminin kapısında perişan kılıklı gençler görüp kim olduklarını Nizamü’l-mülke sormuştu. Vezir; “Bunlar insanların en şereflileri olup dünya zevki bulunmayan ilim araştırmacılardır” deyince, Alparslan onlara bir yurt yapılması ve maaş verilmesini emretmişti.[9]
  • MEDRESELER:
  • Daha sonra Camilerde, Beytül hikme’de, Saraylarda, kütüphanelerde, kitapçı dükkânları, ulema evleri, tekkelerde, hükümet daireleri, vezirlerin ve zenginlerin konakları, kıraathaneler ve edebiyat salonlarında, bâdiyede (çölde) eğitim ve öğretim faaliyetleri sürdürülmüştür.[7]
  • Başka bir atasözüne göre; “‘Kim bir milletin dilini bilirse, onların hilesinden emin olur.”
  • Belâzurhi Sahabe okuma-yazma bilenlerin sayısı, sadece on yedi kişi olduğunu belirtmektedir.[5]
  • İslam’ın başlangıcında okuma-yazma bilen Müslümanların sayısı az olduğu için Resulüllah (s.a), onların hepsini veya büyük bir kısmını, kendi huzurunda vahiy katibi olarak çalıştırdı.[3]
  • Yüce kitabımızın dili olan Arapçaya Müslümanlar, İslam Tarihi boyunca çok önem vermişler. Her Müslüman, az da olsa Arapça’yı bilir.
  • Yrd. Doç. Nusrettin Bolelli

 

DERSLER: I.seneII. SeneIII. Sene
Elifba 12
Kur’an-ı Azimu’ş-şan 1265
Tecvid 22
İlm-i hal 233
Ahlak 22
Sarfı Osmanî 2
İmla 332
Kıraat 321
Mulahhas Tarihi Osmanî 2
Muhtasar Coğrafyayı Osmanî 22
Hesap 122
Hüsn-i hatt 122
Yekün 222225[19]

 

 

 

Aynı Talimat’a göre 1892 de , köy okullarını yine 4 yıl olarak muhafaza etmekte ve şu programı vermektedir:[20]

DERSLER:1.Sınıf2.Sınıf3.Sınıf4.Sınıf
Elifbayı Osmânî12
Eczayı Şerife12
Hesap6 (zihni)2(zihni)33
Kur’an-ı Kerim65(Tecvid ile)5(Tecvid ile)
İlm-i hal333
Kıraat333
Hat ve imla 222
Hesap33
Yekün30161616[21]

 

Maarif Nazarı Haşim Paşa zamanında, 1904’te tüm ibtidaî mektepler için yapılan ders programı da şöyledir:[22]

 

1.Sınıf2.sınıf3.Sınıf
ElifbaKuran-ı KerimKuran-ı Kerim
Kıraatİlmi halTecvid
  İlmi hal
Ecza-yı şerifeKıraatKavaid ve imla
YazıHesapHesap
İlmihalYazıMuhtasar Tarih-i Osmani
  Ahlaki Kıraat
   

 

Rüşdiye ve İdâdîlerin Ders Programı: (m.1898-1899)

17 Zilkade 1319/13 Mayıs 1892 De Maarif Nazırı Ahmet Rüştü Paşa başkanlığında oluşturulan komisyonun Rüştiye’de dâhil yedi yıllık idâdîler ders dağıtım cetveli şu şekilde idi:

 

 

Dersler1.Yıl2.Yıl3.Yıl4.Yıl5.Yıl6.Yıl7.Yıl
Ulûm-i Diniye332
Arabî33332
Türkçe Kıraat42
Lügat ve İmla2 –
Hisab222
Coğrafya22
Hüsn-i Hat1111
Resim111111
Farisî222
Kavâid-i Osmaniye22
Târih-i İslâm
Fransızca46663
Târih-i Osmanî3
Coğrafya-yı Osmanî2
Hendese-i Hattiye2
Akâid ve Fıkıh1111
Usûl-i İnşa ve Kitabet23
Târih-i Umumî2222
Coğrafya-yı Umumî222
Hesab-ı Nazarî3
Hendese-i Sathiye2
Hendese-i Mücesseme ve Usûl-i Mesahe 3
Malumat-ı Fenniye ve Mebâdi-i Ulûm-i Tabîiyye3
Usûl-i Defterî22
Resim ve Hüsn-i Hatt-ı Resm-i Tezyinî1
Belagat2
Cebir21
Hendese22
Hikmet-i Tabiiye ve Kimya32
Kavanîn22
İlm-i Mevâlid3
Cerr-i  Eskâl2
Kozmoğrafya2
Edebiyat ve Ahlak2
Yekün18202525252728[23]

 

Mekteb-i Ulûm-i Edebiyye  1255(1839)

Rüşdiye okulları nezareti vazifesi İmam-zâde Esât Efendiye verilmiştir. Bu zatın teklifi üzerine “Sıbyân mekteplerini” bitiren çocuklardan yetenekli olanları iyice yetiştirmek üzere “Ulûm-i Edebiyye Mektebi”nin açılması, Meclis-i vâlâ’da kararlaştırılmıştır.

Bu okulun öğretim süresi üç yıldır. Bu okulda Birgivînin ‘İzhar’ı medrese talebeleri arasında “Molla cami” diye meşhur olan Abdurrahman Cami’nin ‘el-Fevaidu’z-ziyaiyye’ kitaplarının okutulduğu kaynaklarda belirtilmiştir.[24]

 

Mekteb-i Maarif-i ‘Adliyye  1254/1838)

 

Katip ve devlet memurlarını yetiştirmek üzere kurulan bu okulun ders programları şöyledir:                                                                                                      

Öğrencileri
Katipler –                                                                                          Talebe- Toplam
Birinci sınıf: Kafiye’ye başlamak ve İzhar’ın  yarısını geçmiş olmak.   30+93=123
İkinci sınıf: İzhar’ın  ilk yarısını okumakta olanlar .                               8+61=   69
Üçüncü sınıf: Avamil okumakta olanlar.                                                   20=       20
Mülazim-i evvel: İzzi okumakta olanlar                                                    10+19=  29
Mülazim-i sani: Maksut olmakta olanlar.                                                  9+17=   26
Mülazim-i rabi: Emsile okumakta olanlar.                                                25=      25[25]
 

 MAHREC-İ EKLâM 1279 (1862)

Rüşdiye tahsilinden üstün bilgili memur yetiştirmek üzere 23 Muharrem 1279 ve 8 Temmuz 1278 (1862) tarihinde Maarif Nazırı (Eğitim Bakanı) Kemal Efendi’nin teşebbüsü ile Mekteb-i Eklâm adıyla açılmışsa da sonraları, bu ad Mahrec-i Eklam’a çevirilmiştir.

Bu okulun ders programı şöyledir:

BİRİNCİ SINIF:
Arapça, Farsça tatbikatı, Türkçe imla ve inşa, Fransızca lisan ve
Hat, Cebri adî, coğrafya, tarih-i umûmî, resim, hattı rik’a.

İKİNCİ SINIF:

Arapça, Farsça tercüme yapma işi, Türkçe inşa, Fransızca lisan(dil) ve
İmla, hendese-i sathiye, coğrafya, tarih-i re umûmî, resim, hattı rik’a.
ÜÇÜNCÜ SINIF:
Arapça, Farsça tercüme eylemi, Türkçe inşa, Fransızca inşa ve tercüme eylemi,
 coğrafya, tarih-i umûmî, hikmet-i tabiîyye, kimya, resim.

Bu okul, orta derecede öğretim yapan bir memur okuludur.

1292 (1875) de bu okulda 44 talebe bulunmaktadaydı. Bu okul 1293 (1876) yılına kadar öğretime devam etmiştir.[26]

SULTÂNİLER (LİSELER)

Sultânilerin 1915 lerdeki ders programları aşağıdadır:

Erkek Sultânileri
Ulûm-i Diniyye          Hendese, Resmi hatti
Lisan-i Osmânî          Kozmoğrafya
Tarih-i Kadim            Mekanik
Tarih                          Mantık ve Felsefe
Coğrafya                    Resim
Hayvânât                   Arabî
Nebâtât                      Farısi
İlmü’l- Arz                 Lisan-i Ecnebî
Hıfzısıha                    Terbiye-i Bedeniyye
Fizik                           Tatbikat-ı Fenniyye
Kimya                         Usul-i defteri
Cebir, Hesabı Nazari            Gına
Müsellesat-ı Müsteviyye

 

İstanbul Kız Sultânileri
Ulûm-i Diniyye          İktisâd-ı Beyti
Lisan-i Osmânî          Terbiye-i Eftâl
Tarih                          Lisan-ı Ecnebi
Coğrafya                    Gına
Malumat-ı tabiiyye ve Sıhhıye         Resim
Malumat-ı Hikemiyye ve Kimyeviyye        Terbiye-i bedeniyye
Malumat-ı Ahlakiyye ve Medeniyye           Dikiş
Hesap, Cebir                                                 Biçki
Hendese                                 Tabahat
Kozmoğrafya[27]

 

Mühendishane-i Bahr-ı Hümayun’da 1187 (1773) tarihinde Kur’an-ı Kerim, sülüs yazısı, Birinci ve İkinci sınıfta İlmihal ve Arapça okutulurdu.[28]

Mühendishane-i Sultanî’de bir iki sene kadar dinî ilimlerin mukaddimatı ile Türkçenin doğru okutulup yazdırılmasına yarayacak kadar Arapça ve Farsça öğretilmiştir.[29]

1210 (1795) te Mühendis mektebinde birinci ve ikinci sınıflarda, Arapça dersi özetle okutulmuştur.[30]

1254 (1838) tarihinde Mühendis Mektebinde Arapçanın sarf ve nahiv kavaidine uygun okutulmuştur.[31]

1242 (1826) da açılan Daru’t-tıbbi ‘Âmire’de öğretmenin bazı öğrencilerine Kur’an-ı Kerim, akaid ve Sarf ve nahiv ve imla ve yazı öğretmesi bu okulun ders programında geçmektedir. [32]

 

MEKTEB-İ ULUM-İ HARBİYYE

1250 (1834) tarihinde öğretime başladı. Bu okulun sıbyan bölümü 8 kısımdan (sınıftan ibaretti). Birincisi mübtedilerdi. Bunlar, kum üzerine parmaklarla sülüs yazısı ve rakam yazarlar ve iki harfli lugatlarla alfabeyi öğrenirlerdi.[33]

Harbiye 1250 (1834)

İkinci ve üçüncü kısımlar, üç harfli lugatlarla Amme cüzünü okurlardı.

Dördüncü ve beşinci kısımlarda ise ilmihal denilen dini bilgiler taş tahtalar üstüne yazılmak suretiyle öğrenilirdi.[34]

Harbiye 1250 (1834)

Altıncı kısmında askeri talimatnâmesiyle kanunnâmesi öğretilir.

Yedinci ve Sekizinci kısımlarda da ‘Tuhfe’ ve ‘nuhbe’ ve Arapça sarf ile rik’a yazısı gösterilir. Ve müsvedde aldırılırdı. [35]

Selim Satı Paşa Arapça ve Farsçayı en iyi bilen hocaları Mekteb-i Harbiyeye Arapça ve Farsça öğretmeni olarak almış ve bunlar bir takım kitaplar yazıp bu okulun matbaasında büyük punto litoğrafla basılmış olan Arapça-Türkçe “Emsile-i Cedide” kitabının yüz sene içinde daha iyisini yapan görülmemiştir.[36]

Ayrıca Türk dilini gramerini, Arap sarf ve nahvına tatbik etmek suretiyle ilk defa yazan ve yapan da bu okulda o sırada öğretmen olarak tayin edilen Kütahyalı Abdurrahman Efendidir. Bu zatın ‘Mikyâsûl-lisân Kıstasü’l-beyân’ adındaki eseri bunun canlı bir örneğidir.[37]

Bu yeni hocalar geldikten sonra Mekteb-i Harbiye öğrencileri dört kısma ayrılarak ve her bölük birer mektep (sınıf) sayılarak Arapça hocalarından birinin yanına verilmiş ve Arapça sarfı bitirenler onbaşılığa ve çavuşluğa, Arapça Nahvi bitirenlerde başçavuşluğa terfi edilmek suretiyle atanmışlardır.[38]

Bu okulda sınıflar belli değildi. Bir ilim dalının kitabı bitirildiğinde diğer ilim dalının kitabına başlanırdı.[39]

 

 16 Safer 1328 (13 Şubat 1910) Tarihinde

MEDÂRİS-İ İLMİYYE NİZAMNAMESİ’NE göre

 

Tasdik-i Hümâyundan çıkan program
  • (İlmi Sarf) Emsile- Bina- Maksud- Nüzheu’t-tarif fi’ilmüs-sarf- Talimu’l-müteallimin..
  • (İlmi Nahiv) : Avamil- Izhar- Merakul felah (Fıkıh)- Talim-i Kuran-Kavaidu’l—ığrâb, Şuzüru’z-Zeheb- Gülistan (Farısî) -Hesap-İmla- Kavâid-i Osmaniye.
  • : Muğnıl-lebib- veya- Molla Cami- Şâfiye- Multekâ- (Fıkıh)- Vad’- hesap- Mebâdi-i hendese- inşâ.
  • : Nahvı İkmâl- Şâfiye- Multekâ- Alaka- İsagoci- Muhtasar Coğrafya- hendese- İnşa- Cezerî.
  • : Fenârî- Meânî Muhtesar- İlmu’l-aruz ve’l-kavafi- İlm-i feraiz- Coğrafya-yı [40]-Umümî-Cebir-Kitâbet.
  • (İlm-i Mantık): Şemsiye maa’l-Kutb- Meâni’l-Muhtasar- Kaside-i bur’e- Bânet Suad- Mu’allekât- İlmu’l-kırâe- Hikmet- Cebir- Kitabet-i Arabiye- Usul-i tercüme.
  • Kutb- Şerh-i akaid-i Nesefî- Şerh-i Menar (Usul’l-fıkh)-Şerh-i Veciz- Âdab- Munazara- Makâmat-ı Harisi- Hikmet-i cedide- Heyet- Kimya- Mevâlid.
  • : Şerh-i akaid-i Nesefî maa Hayalî- Meşarıku’l-envâr- Şerhu’l-menâr- Şerhu’l-Veciz, Usul-ı Hadis- Mâkâmât-ı Harîrî- Usul-ı Sakk- Tarih-i İslâm- Kozmoğrafya- Heyet- Mevâlid.
  • : Hikmet-i sadiye- Meşâriku’l-envâr- Tefsir-i Beyzâvî- Divân-ı Hamâse- Usul-i Hadis- Siyer- Târih-i Umûmî- Coğrafya’yı umûmî.
10 : Celal mea Gelenbevî-Nilel ve Nihal- Muhtasar Fasl-  Tefsir-i Beyzavi- Tuhfe-i isnaa şeriye- İzharu’l-hak-Siyer- Tarih-i umumi- Coğrafyayı umumî.
11.12: Hidaye- Sahih-i Buhari- (Sahih-i Muslim) Tefsir-i beyzâvî (İkmali)
(11-de Mufassal tarih-i Osmani ve umumi- Mufassaf coğrafya-yı Osmani ve umumi).
[41]

  

Bu medreselerde okutulan kitaplar, hacimleri itibariyle üç kısıma ayrılmaktaydı:

a)     Bunlardan bir kısmı ilköğretim seviyesinde idi. Bu kitaplar, metin bakımından az hacimli olmaları ile birlikte, basit olup her ilimden yalnız önemli konuları kapsıyordu: Mesela; ‘Emsile’, ‘Avamil’. ‘Zuruf’, ‘el-Kava’id’, ‘el-İsti’âre’, ‘İsağûcû’, ‘Feride’, ‘eş-Şemsiyye, ‘el-Akaid’, ‘Ğayetu’l-ıhtısar’ ve ‘Nuhbetu’l-fiker’, ‘Erbe’in’ ve diğer kitaplar gibi.
b)     Okutulan bu kitapların ikinci kısmı ise orta hacimli idi. Bu kitaplar, konuları biraz daha detaylı bir şekilde veriyorlar; ayrıca bazı beyitleri ve bazı garip kelimelerin açıklamasını kapsıyordu. Mesela; ‘el-İzzi’, ‘el-Binâ’, ‘el-Maksud’, ‘et-Terkib’, ‘el-Muğni’, ‘el-İzhâr’, ‘el-Kafiye’, ‘el-Elfiyye’, ‘Muğni’-tullab’, ‘et-Telhis’, ‘Şerhul-Akâid’, ‘el-Minhâc’ ve ‘Celaleyn tefsiri’ ve diğer bazı kitaplar.
c)     Bu kitapların üçüncü kısmı ise oldukça mufassal ve konuları yönünden detaylı kitaplar idi. Bu kitaplar, telif edildikleri ilim dalı ile ilgili her türlü bilgi ve açıklamayı kapsıyordu. Mesela, ‘Merahu’l-ervâh’, ‘Şerhu’l-Muğnî’, ‘Halul-me’akıd’, ‘Şerhu’l-Kavâid’, ‘Şerhu’l-İzzi’, ‘Netâicul-efkâr’, ‘Hedâiku-d-dekâik’, ‘el-Behcetul-merziyye’, ‘el-Fevâidu’z-ziyâiyye’, ‘Şerhu’ş-Şemsiye’, ‘Cemul-cevâmi’, ‘Haşiyetul-kestelli’, ‘Muhtasarul-meâni’, ‘el-Mutavval’, ‘Envâru’l-ebrâr’, ‘Envârut-tenzil’ve diğer kitaplar. [42]
 

 

DARU’L-HİLAFETİ’L-ALİYYE MEDRESESİ

 

Eylül 1914’te Şeyhü’l-İslam Mustafa Hayri Efendinin çabalarıyla “Islah-ı Medâris Nizamnamesi” çıkarılarak İstanbul Medreseleri “Daru’l-Hilafeti’l-Aliyye Medresesi” adı altında yeniden düzenlenmiştir.

Bu medrese Tâli Kısm-ı Evvel, Tali Kısm-ı Sânî ve Âli olmak üzere üç kısma ayrılmıştır. Her kısmın süresi 4 yıldır. Her kısım dört sınıfa, her sınıf dört şubeye bölünmüştür. Tâli kısımlara 2080, Ali kısma 800 öğrenci kabul olunacaktır.[43]

 

 

     DÂRU’L-HİLÂFETİ’L-‘ÂLİYYE MEDRESESİ PROĞRAMI (1333-1914)

B: TÂLİ KISIM:

Dersler Sınıflar ve Haftalık Ders Saatleri 
 1 2 3 4 5 6 78 
Kur’an-ı Kerim – 
Meâni’l Kur’ân –334 
Hadis –22 
Fıkıh –443333 
İlm-i Tevhid –222 
Mantık –22 
Felsefe/İlm-i Ruh – – – –2 
İlm-i Terbiye – – – –1 
Sarf-Nahv-Mükaleme65555 
 Arapça Belagat ve Vad’ – – – –533 
 Sarf-Nahv-Tatbikatı 543 
 Türkçe İnşa ve Edebiyat – 22222 
 Farsça 22 – – 
 Yabancı Lisan (Alm.,Fr.,İng.) (Bunlardan biri ihtiyari olup başlandıktan sonra mecburidir.) 2222 2 2 22 
 İslam Tarihi 21112 
 Tarih-i Umûmî ve Türk Tarihi – –23 
 Osmanlı Tarihi – – – –12 
 Coğrafya(umûmî) 22 
 Coğrafya (Osmanlı ve İslam) –2 
 Hesap 34 
 Hendese –22 
 Ulûm-i Riyadiye –21
 Cebir,Müsellesat –21 
 Mihanik1 
 Hey’et 2 
 Fizik –221 
 Kimya – –121 
 Hayvanat –21 
 Nebatat –11 
 Maâdin ve Tabakât –2 
 Hıfzu’s-Sıhha ve Tedâvi-i İbtidâî 2 
 Malumat-ı İktisadiye ve Maliye –11 
 Hüsn-i Hat (Bilhassa hatt-ı talik) 11 
Resm-i Hattî 11 
 Terbiye-i Bedeniye – – –-[44] 

 

Sonuç olarak denilebilir ki Osmanlı İmparatorluğu dönemindeki okulların büyük kısmında (hatta tamamında) Arapça ve Farsça eğitimi yapılmıştır.

 

 

BİNGÖL İLİNDE ARAPÇA

 

Yaptığım araştırmalara göre Cumhuriyetten önce Genç kazasında, 1 Rüşdiye, 5 medrese, birkaç sıbyan okulu ve İbtidâî okulları bulunurdu. Gayr-ı Müslimlerin yalnız bir okulları vardı.

Kiği ilçesinde ise 2 Medrese, 1 Rüşdiye, gayri Müslimlere ait biri erkekler, diğeri kızlar için 2 okul ve 12 sıbyan okulu bulunurdu.[45]

 

CUMHURİYETTEN ÖNCE BİNGÖL’DE MEDRESE ÖĞRENİMİ

Araştırmalar sonucu tesbit ettiğim bilgilere göre Kiği ilçesi Adaklı nahiyesine (şimdi ilçe) bağlı Sivkar köyünde Molla Muhammed  çok sayıda öğrenci yetiştirmiştir.

Molla Hadi (Özmen,) Molla Abdullah’tan Muş’ta, Erzurumda, Diyarbakırda, Bingöl (Sivkar) okumuş ve icazet almıştır. Bir çok talebe yetiştirmiştir.

Aziz Efendi (Özmen) Muş’ta Arapzâde’den icazet almıştır. Dedesi Muhammed Efendi dedenin dedesi oğlu Halil Efendide Kalalyân, Karlıvalı Molla Abdulhamit Melekânda ders vermiş.[46]

Molla Hamdi Karabalçık köyünde medrese tahsilini yaparak icazet almışlar. Ayrıca medrese öğrenimini görmek isteyen çok sayıda talebe, Diyarbakır, Siirt, Mardin, Muş, Erzurum ve Bingöl  illerine giderek buralarda medreselerde öğrenim görmüşler.

Kiği ilçesinde Şeyh Mustafa (Akbulut) Efendi, medrese eğitimini vermiştir. Oğlu Cevat Akbulut’da babasından Kur’an-ı Kerim ve din derslerini öğrenmiştir. [47]

Adaklı ilçesine bağlı Sevkar köyünde medrese eğitimini gören ve icazet alan Zabuk köyünden Molla Zülküf Elgörmüş de çok sayıda medrese talebesini yetiştirmiştir.

Aslen Adaklı ilçesi Kaynter köyünden olan Molla Arif Efendi de Bingöl Sarıçiçek köyünde ders vererek çok miktarda öğrenci yetiştirmiştir.

Halen evi Sarıçiçek köyünde olan Molla Mustafa da Mardin ve Kızıltepe medrese öğrenimini görmüş ve icazet almış büyük âlimlerden biridir.

Karlıova ilçesine bağlı Halifan köyünde medrese tahsilini yapan Molla Baba’da ders vererek çok sayıda medrese talebesini yetiştirmiştir.

Genç ilçesinin Şemsan köyünden Molla Aziz Bağdat’ta okumuş, medrese tahsilini bitirmiş ve çok sayıda talebe yetiştirmiştir.

Bingöl ilinin Yukarı Akpınar köyünden Molla Süleyman Hoca Genç ilçesinin Şemsan köyünde Molla Aziz adındaki hocasından ders almış ve çok sayıda talebe yetiştirmiştir.

 

SEYDA EFENDİ

Seyda Efendinin kabri, Bingöl Merkez Düzağaç mevkiinde bulunan şehir mezarlığında yer almaktadır. Tarihî kişiliği hakkında şu bilgilere ulaştık:

Adı Molla Muhammed’dir. Hicrî 1200’lü (Milâdî 1780) yılların başında Genç ilçesine bağlı Şin köyünde dünyaya gelmiştir. Babası, dönemin önde gelen alimlerinden olan Molla Züfer’dir. Diyarbakır ve civarında uzun yıllar müderrislik yapmıştır. Molla Muhammed ilk tahsilini babası Züferin yanında yaptıktan sonra, ilim tahsiline devam etmek için Bağdat’a gitmiştir. Bağdat’ta Şeyh Abdülkadir Geylânî Efendinin medresesinde tahsiline devam etmiştir. Burada başta Tasavvuf, Fıkıh olmak üzere İslamî ilimleri tahsil ettikten sonra irşâd hizmetinde bulunmak için memleketine geri dönmüştür. Özellikle Feraiz konusunda derin bilgisi bulunan Molla Muhammed Arapça ve Farsça dillerine vakıftı. Çapakçur bölgesinde müderrislik yapmış, çok sayıda talebe yetiştirmiştir.

Talebeleri arasında meşhur Çan şeyhi Şeyh Ahmet Efendi’de yer almaktadır. Aynı zamanda Şeyh Ahmet ile yakın arkadaşlıkları da vardır.

Çevresinde Âbid ve zâhit bir insan olarak bilinen Molla Muhammed hakkında Yılmaz Akbulut Bingöl Tarihi isimli kitabında şöyle yazmaktadır. “Bingöl’lü Seyda Efendinin de zamanında çok kerametleri görüldüğü, bilgili ve çok sevilen bir insan olduğu, Bingöl halkı tarafından her zaman saygı ile anıldığı görünmektedir.

Molla Züfer, Molla Yusuf, Molla Hüseyin, Molla Bilal adında dört erkek çocuğu olan Seyda Efendi onların tahsili ile de yakından ilgilenmiştir. Çocukları da Bingöl’de önemli irşad hizmetlerinde bulunmuşlardır. Molla Yusuf babasından aldığı tahsilden sonra, Erzurum’un Tekman ilçesinde tahsiline devam etmiştir. Molla Yusuf’un Fıkıh sahasında yazdığı “el-Muhtar” adında bir fıkıh kitabı da bulunmaktadır. Başka eserleri de bulunduğunu söyleyen yakınları, bu eserlerin kimde olduğunu bilmediklerini ifade etmektedirler.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

ARAPÇANIN ÖNEMİ

Arapça 1985 tarihinde Birleşmiş Milletler tarafından uluslar arası yabancı dil olarak kabul edilmiştir.

Son asırlarda Arapçanın önemi oldukça artmıştır. Eskiden sadece din için öğrenimi yapılan Arapça, son yıllarda değişik gayeler için öğrenilir.

  • ARAPÇA VE TURİZM
  • Muhtelif Arap ülkelerini ziyaret etmek isteyen kimseler, o ülkelerdeki ziyaretlerini gerçekleştirmek için veya Turistlik geziler düzenlemek için Arapça öğreniyorlar.
  • İKTİSÂT:
  • Çok zengin olan Arap ülkeleriyle ticarî ilişkileri sürdürmek, ihracat ve ithalat yapmak için Arapça öğrenmek zorunludur. Ayrıca bazı Arap şirketleri veya bankalarında çalışmak için Arapçayı bilmek çok faydalıdır.
  • ASKERÎ AMAÇLARI.Dünya Savaşında Şark cephesinde çok sayıda Arapça mütercimden faydalanmıştır. Bunlardan bazıları Alman kökenlidir. Bu mütercimler daha sonra İstanbul Üniversitesinde Arap Dili ve Edebiyatı bölümünde Arapça hocalığını yapmışlar.SON OLARAKSABIRLA BENİ DİNLEDİĞİNİZ İÇİN HEPİNİZE TEŞEKKÜR EDERİM.
  • Medrese kökenli Hocalarda özel bir ricam vardır. Kendi özel imkânlarıyla Medrese eğitim geleneğini sürdürmelerini ve bu geleneğin devamını sağlamalarını temenni ediyorum.
  • Kara Kuvvetleri Komutanlığı veya Harp Akademilerinde bazı subaylara özel olarak Arapça öğretiliyor. Ayrıca askerî istihbarat için eleman yetiştirmek için Arapçayı iyi bilen elemanlara ihtiyaç vardır.

 

KAYNAKÇA
Adıvar, Adnan, A. Osmanlı Türklerinde İlim, İst.1970. 27 ay 26
Ahmed b. Hanbel, Müsned I-VI, Beyrut, 1985.
Ahmet Emin, Duha’l-İslam, 1-2, Beyrut, 1935.
Akbulut, Yılmaz, Bingöl Tarihi, Ankara, 1995.
Akyüz, Yahya, Türk Eğitim Tarihi, İst. 2001.
Ana Britannica, 5/344-345
Atay, Hüseyin, Osmanlılarda Yüksek Din Eğitmi, İst. 1983.
Baltacı, Cahit, İslam Medeniyeti Tarihi, İst. 2005.
Besim Darbot, İ.A, II, 627, 628.
Büyük Larusse, Sözlük ve Ansiklopedi  XIII, 6765.
DİA, 6/183-184;
Ergün, Osman, Türk Maarif Tarihi, İst. 1973
Er Hamit, Osmanlı Devletinde Çağdaşlaşma ve Eğitim, İst. 1999.
Hamevî, Yakût, Mu’cemül Büldân, I-V, (Beyrut, 1979); 2 /102;
Hamidüllâh, Muhammed, el-Vesâiku’s-siyâsiyye, Beyrut, 1987.
Hayat Küçük Ansiklopedi, s. 181 (ist. 1978)
İbnül Esir, el-Kâmil, (trc. Abdülkerim Özaydın), İst. 1987, X, 317, XI, 414; XII, 137, 443-444.
Kazıcı, Ziya, Ana Hatlarıyla İslam Eğitim Tarihi, İst. 1995.
Kazıcı, Ziya, İslam Medeniyeti Tarihi, İstanbul.
Kur’an, Abdullah, Anadolu Medreseleri, Ankara, 1969.
Kur’an-ı Kerim,
Mustafa, Bilge, İlk Osmanlı Medreseleri, İstanbul, 1984.
Pakalın, M. Zeki, Osmanlı Tarihi Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü, I-III, İst.1971.
Şemsettin Sami, Kamusu’l A’lam, c.5, 3894-3895, 3939.
Uzun Çarşılı, İsmail Hakkı, Osmanlı Devletinin İlmiye Teşkilatı, Ankara, 1965.
Uzun Çarşılı, Osmanlı Tarihi, II, 581.
Yaltkaya, M. Şerafettin, Tanzimattan Evvel ve Sonra Medreseler, İst.1940.
Yılmaz, Akbulut, Bingöl Tarihi, 1995.
Yiğit,  Başsadık, Kiği, 1949
 

  

 

[1] – Bk. Alak suresi, 1-5, Kalem suresi, 1-2.

[2] – Bk.  Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/247.

[3] – Bk. Belazuri, , Fütühu’l;büldân,  s. 147, 459.

[4] – Bk. Ahmed Emin, Duha’l-islam, II, 291; Ahmet Çelebi, İslam’da Eğitim-Öğretim Tarihi, s. 24-27; Baltacı Cahit, İslam Medeniyeti Tarihi, s.109-130.

[5] – Bk. Belâzurî, Fütûhü’l-büldân, s. 457.

[6] –  Ahmet, Çelebi, İslamda Eğitim-Öğretim Tarihi, s. 24,25, 46-66.

[7] – Ahmet Çelebi, a.g.e, s. 23-80; Ahmet Emin, Duha’l-İslam, II, 50-72.; Osman Engin, Türk Maarif Tarihi, 1-2/375-382; Baltacı Cahit, İslam Medeniyet Tarihi, s.109-130; a..mlf.; XV-XVI Yüzyıllarda Osmanlı Medreseleri, I, 25-47..

[8] – Akyüz Yahya, Türk Eğitim Tarihi, s. 41.

[9] – Akyüz, Türk Eğitim Tarihi, s.41.

[10] – Ahmet Çelebi, İslamda Eğitim- Öğretim Tarihi, s. 199, 201,  202,  242;  Akyüz, Yahya, Türk Eğitim Tarihi, s.441; Baltacı, Cahit, a.g.e, s. 63.

[11] – Akyüz, Türk Eğitim Tarihi, s. 41.

[12] – Akyüz, Türk Eğitim Tarihi, s. 42.

[13] – Akyüz, Türk Eğitim Tarihi, s. 42.

[14] – Ahmet Çelebi, a.g.e, s. 242; Baltacı, Cahit, a.g.e, s. 146; Akyüz, Türk Eğitim Tarihi, s. 42.

[15] – Akyüz, Yahya, Türk Eğitim Tarihi, s.45; Baltacı, Cahit, a.g.e., s. 148-150.

[16] – Akyüz, Türk Eğitim Tarihi, s. 55-56.

[17] – Baltacı, Cahit,  XV. XVI Yüzyıllarda Osmanlı Medreseleri, II, 584-585;  Akyüz, Türk Eğitim Tarihi, s. 59-64.

[18] – Ahmet Çelebi, İslamda Eğitim –Öğretim Tarihi, s. 23-27;Akyüz, Türk Eğitim Tarihi, s. 148;  Yurdagül Mehmetoğlu, Tanzimat Sonrasında  Okullarda Din Eğitimi, s. 97.

[19] -Mahmut Cevat, 1892 de İstanbul ve Kasaba ilkokul dersleri, Maarifi Umumiye Nezaret-i Tarihçe-i Teşkilat, s. 322; Akyüz, Yahya, Türk Eğitim Tarihi, s. 208; Baltacı, Cahit, İslam Medeniyeti Tarihi, s. 185.

[20] – Akyüz, Yavuz,  Türk Eğitim Tarihi, s. 208.

[21] – Akyüz, Yavuz,  Türk Eğitim Tarihi, s. 208; Baltacı, Cahit, a.g.e., s.185.

 

[22] – Akyüz, Yavuz, a.g.e. s, 208.

[23] – Baltacı, Cahit, İslam Medeniyet Tarihi, s.137,187-188; Akyüz, Yahya, a.g.e.,  s.213.

[24] – Osman, Ergin, a.g.e., 1-2/386-391.

[25] – Osman, Ergin, a.g.e., 1/2/394-400.

[26] – Bk. Osman, Ergin, a.g.e., 1-2/478-479.

[27] – Osman, Ergin, a.g.e., 1-2/481-486; Pakalın, M.Zeki, Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü, III, 455-457; Akyüz, Yahya, a.g.e., s, 153-154, 248; Kansu, Nafi A, Türkiye Maarif Tarihi, (Ankara, 1930-1932) 2.Cild.

 

[28] – O.Ergin, a.g.e.,  1-4 319-320.

 

[29] – O. Ergin,  a.g.e., 1-2/326.

 

[30] – O. Ergin, a.g.e.,  1-2/327.

 

[31] – O. Ergin, a.g.e. , 1-2/330-331.

 

[32] – Osman, Ergin, a.g.e., 1-2/337-338.

 

[33] – O. Ergin, a.g.e. 1-2/354-356.

[34] – O. Ergin, a.g.e. 1-2/356.

[35] – O. Ergin, a.g.e. 1-2/356.

[36] – O. Ergin, a.g.e. 1-2/357.

[37] – O. Ergin, a.g.e. 1-2/357.

[38] – O. Ergin, a.g.e. 1-2/357.

[39] – O. Ergin, a.g.e. 1-2/357.

 

[40] – Atay, Hüseyin, Osmanlılarda Yüksek Din Eğitimi, s. 234-235.

[41] – Atay, Hüseyin, Osmanlılarda Yüksek Din Eğitimi, s. 234-235.

 

[42] – Bk. Bolelli, Nusrettin, XIX-XXI, Asırlarda Doğu ve Güneydoğu Medreselerinde Arapça Eğitimi, Din Eğitmi Araştırmaları Dergisi, yıl: 2005, sayı 15, s.176.

[43] – Akyüz, Yahya, Türk Eğitim Tarihi, s. 256-257; Er, Hamit, Medreseden Mektebe Geçiş Süresinde Darül hilafe Medreseleri, s. 67-74.

[44] – Bk. Ergin, Osman, Türk Maarif Tarihi, 1-2/127; Baltacı, Cahit, İslam Medeniyeti Tarihi, s.173; Atay, Hüseyin, Osmanlılarda Yüksek Din Eğitmi, s.265-266; Erhamit, Medreseden Mektebe Geçiş Sürecinde Dârû’l-hilâfe Medreseleri, s.73-74.

[45] – Şemsettin Sami, Kamusu’l-Alam, 5/3894-3895, 3939; Akbulut, Yılmaz, Bingöl Tarihi, s….

[46] – Bu bilgileri, Aziz Efendi’nin oğlu Ümraniye Vaizi Molla Süleyman Özmen’den alınmıştır.

[47] – Akbulut, Yılmaz, a.g.e.s, 316.