Birinci BÖLÜM
Telefonla Konuşmanın Edepleri
Muhakkak ki telefon Allah tarafından insanlar için verilmiş nimetlerden bir nimettir. İnsan çok çaba, vakit ve mal gereken bu sayıda tasarruf edebilir. Böylece insan telefon ile arkadaşlarıyla konuşabilir, uzakları yakınlaştırır. İnsan telefon sayesinde yakın ya da dünyanın başka bir yerinde olsun arkadaşı ile de konuşabilir. Onlara soru sorabilir, mutluluğunu paylaşabilir, anne ve babasını sorabilir. Onlar hakkında bilgi alabilir, ölenler hakkında bilgi edinebilir. Telefonla çok sayıda menfaat elde edebilir. Telefonun faydaları gerçekten çoktur. O. Bir nimettir. Allah’a bunun için teşekkür etmek gerekir. Bu teşekkürün gerçekleşmesi ise telefonun edep ve kurallarına, İslam’ın kurallarına uygun olarak bir Müslümanın yapması gerekenlere uyarak ancak teşekkür gerçekleşmiş olur. Aksi takdirde bu teşekkür gerçekleşmemiş olur. Nimete karşı şükrünü eda etmezse o nankörlük olur. Burada dinimizin telefonla ilgili görgü kuralları ve edepleri üzerinde; bazıları arayan kimse ile ilgili bazıları da karşı tarafla ilgili ve herkesi ilgilendiren şeyleri Allah’ın yardımı ile paylaşıyorum.
Birinci kısım: Arayan kimse ile ilgili görgü kuralları:
Birinci edep/ kural: İyi niyet sahibi olmak:
Bu nedenle arayan kimsenin iyi bir niyette bulunması ve anne-babası ile iletişim kurarken mükafat ve sevabını istemesi, akrabaları ile yakın ilişkiler kurması ve arkadaşlarına telefon ettiğinde Allah’ın sevgisini ummalı, iyi bir niyet ile bu aramanın karşılığını ve harcadığı zamanın mükafatını v.s. elde etmiş olur.
İkinci edep/ kural: Uygun olmayan zamanlara telefon etmemek gerekir:
Şüphesiz ki telefonla iletişim kurmak, her ne kadar ziyaretten farklı ise de ziyaret etme manasına yakındır. Bundan dolayı gece geç vakitlerde, sabahın erken vakitlerinde veya öğlen uyku ve dinlenme vaktinde telefonla iletişim kurmamak gerekir. Ancak zorunlu hallerde telefon edilebilir. Yukarıda saydığımız bu vakitlerde zorunluluk olmadan ziyaret etmenin uygun olmadığı vakitlerdir. Aynı şekilde bu vakitlerde telefon ile iletişim kurmak zorunlu olmadıkça uygun değildir. Çünkü sabah erken saatlerde veya gece geç vakitlerde, telefon zili çaldığında insan rahatsız olur veya endişe edebilir. Veya telefon sesi onları tedirgin eder ve uyumayabilirler. Bu durumda bazıları telefonu açtıklarında sert konuşabilirler veya sesinde farklılık olabilir. Veya kadın telefona cevap verdiğinde onun sesinde uyku izleri olabilir. Bütün bu durumlarda telefon etmek uygun değildir. Bu nedenle insanları uygun zamanda aramak daha iyidir. Uygun olmayan zamanlarda aramamak gerekir. Bilindiği gibi uygun zamanda telefonla aranmaktan insanlar rahatsız olmazlar.
Üçüncü edep/ kural: Üç defadan fazla telefonu çaldırmamak gerekir:
Arayan kişi telefon zilinin çalması veya kapı zilini çalmakla eşdeğerdir. Bu yüzden sünnet olan önceden bilinen görgü kuralları gibi, kapıyı üç defadan fazla çalmamak sünnetten olup aynen bunun gibi telefonla ararken üç defadan fazla çaldırmamak gerekir. Çünkü karşı taraf/ aranan kimse bundan rahatsızlık duyabilir. Telefona cevap vermek istemiyor olabilir. Telefon zilinin sürekli çalması evde uyuyanlardan birini veya dinlenen bir hastayı, küçük bir çocuğu, yaşlı bir kadını rahatsız edebilir. Bir Müslümana zarar vermek caiz değildir. Bu nedenle birinin ailesini veya yardım istemek için araması, veya acil bir zorunluluk olmadıkça telefonu üç defadan fazla çaldırmamak en doğru olanıdır.
Dördüncü edep/ kural: arayan kimsenin selam ile başlaması gerekir.
Şüphesiz ki telefonla bağlantı kurmak isteyen kimse, tıpkı kapının zilini çalan kimse gibidir. Bu nedenle kapının zilinin çalan kimsenin yaptığı gibi ilk önce selam vermesi gerekir. Arayan kimse, selam vermekle başlamalı. Bazı iyi insanlar, telefonun evinde veya bürosunda çaldığını duyuyorlar ve telefon ahizesini kaldırarak “ Allah’ın selamı rahmeti ve bereketi üzerinize olsun” diyerek söze başlarlar. Bu davranış sünnete aykırıdır. Çünkü sünnet olan telefon eden kimsenin selam ile söze başlaması gerekir. Ayrıca kapıyı çalan kimsenin “selam vermekle” sözüne başlaması sünnettir. Ev sahibi selam ile başlamamalıdır.
Beşince edep/ kural: Telefonla arayan kimsenin önce kendisini tanıtması gerekir:
Çünkü telefonla arayan kimse, ziyaretçi anlamındadır. Veya kapı zilini çalan kimse anlamındadır. Sünnette belirtildiğine göre kapı zilini çalan kimsenin kendisini tanıtması gerektiği gibi, izin isteme kurallarında geçtiği gibi; aynı şekilde telefonla bağlantı kurmak isteyen kimsenin de kendisini tanıtması gerekir. O şöyle diyecektir: “ Allah’ın selamı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun. Ben falan kimsenin oğlu falancayım. Veya şöyle diyecek: “ Falanca kişi sizinle konuşmak istiyor. Telefonu açıp dinleyen kişiyle dostluk ilişkisini kurmak için telefon eden kimsenin kendisini tam olarak tanıtması gerekir.
Altıncı edep/ kural: Zorunlu konuşma dışında telefonla konuşmayı fazla uzatmaması gerekir:
Bu husus kadınlarda daha çok gerçekleşir. Çünkü kadın telefonu eline aldığı zaman, bayan arkadaşlarıyla anlamsız konuşmaları yapmaya devam eder. Kadın arkadaşıyla konuştuğu zaman, sohbet etme, yeme, içme, giyim, fiyatlar, süs eşyaları v. s. gibi konularda konuşur. Bu konuşma bazen bir saat, iki saat veya daha fazla devam eder. Bu konuşmaların tamamı boş ve anlamsız ve gereksizdir. Telefon sahibine korkunç miktarda fatura geldiğinde bu konuşmalar onun için ağır bir yük olur. Bu da malı boş yere harcamaktır. Ve Allah’ın memnun olmadığı israftandır. Yüce Allah şöyle buyurmuştur: “ Gereksiz yere de malını saçıp savurma! Şüphesiz (malında ) savurganlık yapanlar şeytanların kardeşleridirler…”[1] Bu telefonda fazla konuşan kadının Allah’tan korkmadığının bir delilidir. O kocasının malının savurduğunu düşünmüyor. Bu Müslüman kadının vasıflarından değildir.
Uyarı: Bazen bir kadın şöyle diyebilir: Ben telefonu açmadım. Bayan arkadaşım bana telefon açtı. Konuşma ücreti ona ve kocasına aittir. Benim kocam, herhangi bir ödemede bulunmayacaktır.
Cevap: Bunun cevabında şöyle diyebiliriz: “Bir kadın arkadaşının önemsiz konular hakkındaki konuşmasını uzatmasına izin verdiğinde, eşinin parasının boşa harcamasına yardımcı olur. Bu da günahta ve düşmanlıkta yardımlaşmadan sayılır: Yüce Allah şöyle buyurmuştur: “ … günah ve düşmanlık üzerinde yardımlaşmayın….” [2] ayrıca bu uzun konuşmalar, uzun süre telefonu meşgul bir hale getirir. Bazen telefon sahibine önemli bir konuda telefon gelebilir. Veya o herhangi bir telefonu bekleyebilir. Veya telefon sahibi dışardan evi ile telefon bağlantısını kurabilir. Ve o telefonunun uzun süre meşgul olduğunu bulur. Çünkü onun eşi onun telefonuna cevap veremiyor. Böylece çok sayıda faydalı şeyler kaybedilir. Bazen bu uzun konuşmalar, sonucu beğenilmeyen bazı problemlerin gelişmesine sebep olabilir.
Yedinci edep/ kural: Zorunlu haller dışında genel/umumî telefonların uzun süre meşgul edilmemi gerekir:
Çünkü bazı insanlar genel ve herkesin kullandığı bir kabinden telefon bağlantısını kurmak isteyebilir. Bazen de herkesin meşgul olduğu bir vakitte telefon edebilir. Ve o telefonu meşgul veya çalışmaz bir halde bulur. Onlarca defa sonuç almadan telefon bağlantısını kurmak isteyebilir. Bu durumdu birçok kişi önemli ve faydalı işlerini kaybederler veya büyük zararlara uğrarlar. Bu arada onun arkasında telefon etmek için kuyrukta bekleyen insanlar bulunabilir. Ancak telefon meşgul olduğu için ondan mahrum kalırlar. Genel ve herkesin kullandığı telefonlar eğer devamlı meşgul ise karşı tarafı sinirlendirebilir kavgalara yol açabilir. Bu yüzden telefonu birkaç kez denemeden sonra aramayı bırakmak ve sonra tekrar aramak gerekir. Bağlantı kurmak mümkün olmadığı zaman, başkalarının araması için telefonu onlara bırakmak gerekir. Bir süre sonra tekrar arama yapılabilir.
Telefonla arama yapıldığı zaman önemsiz konulardan bahsetmemek ve konuşmayı fazla uzatmamak gerekir. Çünkü arayanlar arasında bekleyen ve önemli görüşmeler yapmak isteyenler olabilir. Konuşma fazla uzatıldığında önemli işleri olan kimseler zarar görebilir. Bunlar bir Müslümanın ahlakı olduğu için kişi sadece kendisini düşünmemeli. İnsanların faydalarına engel olmamalı ve onları rahatsız etmemelidir.
Sekizinci edep/ kural: Arayan kimse telefonu sonlandırmalıdır.
Arayan kimsenin amacı gerçekleştikten sonra görüşmeyi bitirmelidir. Bu da konuşmasının sona erdiğini bildiren bir ifade ile olabilir. Mesela selamla ve benzeri bir şeyle konuşmasını bitirebilir. Çünkü o bir ziyaretçi ya da kapının zilini çalan kimse gibidir. Ziyaretle ilgili görgü kurallarında belirtildiği gibi arayan kimse konuşmasını bitirmek için izin ister. Ev sahibinin ondan geri dönmesini istemesi uygun değildir. Çünkü bu, onu evin kapısından kovma anlamına gelir. Telefonu kullanırken yine böyle yapılmalıdır. Uygun olan arayan kişinin telefon konuşmasını sonuçlandırmasıdır. Böylece konuştuğu kimseden izin istemek gibi bir harekette bulunmuş olur. Ve karşı taraf telefon hattını kapatmasın diye böyle yapması/ konuşmasını sonlandırması gerekir.
Dokuzuncu edep/ kural: Konuşma bittiğinde telefon ahizesini yavaşça bırakması gerekir.
Arayan kimse telefon konuşmasını bitirdiğinde ve hattı kapatmak istediğinde, o konuşmasının bittiğini belirten ifadeler kullanarak ona selem verir ve ahizeyi yavaşça ve sessizce bırakır. Ahizeyi, karşı tarafın bir olay meydana gelmiş veya herhangi bir sebepten dolayı konuşan kimsenin ona kızdığı zannına kapılmaması için ahizeyi kaba bir şekilde bırakmaz. Şüphesiz ki; Müslüman kimse, şeytanın onunla Müslüman kardeşinin arasını bozan, onları birbirine düşüren her türlü söz ve davranıştan sakınması gerekir. Yüce Allah şöyle buyurmuştur: “ Kullarıma söyle: En güzel sözü söylesinler. Çünkü şeytan aralarını bozar. Şüphesiz şeytan insanın apaçık düşmanıdır.”[3]
Bu ayet, güzel söz ve eylemin seçmesinin gerekli olduğuna delalet eder. Ki böylece şeytana insanların arasını bozmaya bir fırsat vermesin.
İKİNCİ BÖLÜM
Konuşmayı dinlemekle ilgili bazı edepler ve kurallar.
Birinci edep/ kural: Telefon ziline uzun süre cevap vermeden çalar bir halde bırakmamak gerekir:
Bu telefon sahibine ait bir kuraldır. Arayan kimliğinden emin olmadıkça cevap vermek istemediği sürece telefonu fazla süre açık bırakmamak gerekir. Ancak arayan kimsenin kimliğinden emin olursa ve herhangi bir sebepten dolayı ona cevap vermek istemiyorsa bu hariç. Bir sebep olmadan uzun süre çalıp da telefona cevap vermemek bir Müslümanın karakteri değildir. Çünkü arayan kimse ondan yardım isteyebilir veya onun yardımına ihtiyacı olan biri olabilir. Veya onu ziyaret etmek isteyen bir yakını vs. olabilir. Bu yüzden telefona cevap vermemek tıpkı kapıyı çalan birisine kapıyı açmamak gibidir. Bazen kapıda onun yardımına muhtaç olan bir felaketzede olabilir. Telefonla kesinlikle bunun gibidir.
İkinci edep/ kural: Zorunluluk olmadan telefonda kadınların telefona cevap vermemeleri gerekir.
Doğru olanı erkeğin veya evde bulunan erkeklerden birisinin telefona cevap vermesidir. Erkek veya erkek çocuklar evde bulunsalar onlar cevap verirler. Daha sonra anne, sonra kız telefona cevap vermesi en uygun olana aykırıdır. Bunun sebebi kadının sesinin avret olması değildir. Ancak bunun sebebi zamanımızda bazı kimselerin, evdeki insanların rahatsız etmeleri yaygın bir hale gelmiştir. Bir kadının telefona cevap verdiğini duyduklarında ona karşı kur yaparlar veya ona terbiyesiz ve edepsizce lafları duyururlar. O kadında bu laflardan etkilenir veya rahatsız olur. Bundan dolayı en doğrusu kadının telefona cevap vermemesidir. Ancak erkekler yokken, kocası uykuda iken, banyoda iken veya yemek yemekle meşgul iken kadının telefona cevap vermesi mümkündür.
Üçüncü edep/ kural: Kadın uykudan yeni uyandığında telefona cevap vermemesi gerekir.
Kadınların çoğu uykudan yeni uyandıklarında sesleri çok yumuşak gibidir. Onlar, bu durumda tembel, uyuşuk ve uyuklar bir halde bulunurlar. Eğer telefona cevap verirse karşıdaki erkek kötü niyetli ise onu etkileyebilir. Bundan dolayı kadınların bu durumda telefona cevap vermemeleri gerekir. En iyisi de budur. Yüce Allah’ın aşağıdaki ayetindeki ifadesine uygun olan da budur. Yüce Allah şöyle buyuruyor: “ Eğer Allah’tan korkuyorsanız (yabancı erkeklerle konuşurken) sözü yumuşak ( tatlı bir ifade ile) söylemeyin ki kalbinde fesat bulunan kimse kötü bir ümide kapılmasın. (Daima) doğru ve güzel söz söyleyin.”[4] Ancak kadın sesini kontrol edebiliyorsa, sesi yumuşak değilse ve net ise uyku izi bulunsa bile onun telefona cevap vermesinde bir sakınca yoktur.
[1]– İsrâ suresi, 17: 26-27.
[2] – Mâide suresi, 5: 2.
[3] – İsrâ suresi, 17:53.
[4] – Ahzâb suresi, 33:32.
Bir yanıt bırakın