Sosyal muhtevalı bazı hadisler.

 

Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v)’in sosyal hayata ilişkin sözleri Hadis-i Şerif’ler

Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:

“Biriniz kardeşinin ahlakını (Allah için) seviyorsa bunu kendisine söylesin.

(Kütüb-i Sitte, 10. cilt, s. 135; Ebû Dâvud, Edeb 122, (5124); Tirmizî, Zühd 54, (2393))

“Size vermekte olduğu nimetlerinden ötürü Allah’ı sevin, beni de Allah beni sevdiği için seviniz.”

(Tirmizî, ……….; Huccetü’l İslam İmam Gazali, İhya’u Ulum’id-din, 4. cilt, s.594)

Resulullah bir kere dua ederken şöyle buyurdu: “Ya Rabbi! Bana Kendi sevgini, sevdiklerinin sevgisini ve beni Senin sevgine yaklaştıracakların sevgisini ihsan eyle ve Kendi sevgini bana hararetten, susuzluktan yananların, soğuk suya kavuşmasını istemelerinden sevgili kıl. (İmam Gazali, Kimya-yı Saadet, s. 594 ((2) VI/253) ((5) VI/253) Kalbinin yumuşamasını sever misin? Yetime merhamet et, onun başını okşa ve ona yediğinden yedir. Kalbin yumuşar.

(Ramuz El-Ehadis, Musannif Ahmed Ziyaüddin Gümüşhanevi, Mütercim: Abdülaziz Bekkine, cilt 1, 11-9)

” Kardeşini güler yüzle karşılaman, kendi kovandan kardeşinin kabına su vermen de birer maruftur.”

Tirmizi, Hz. Cabir’den rivayet etti kutub-ı sıtte, 2. Cilt

” Mümin kişi, diğer mümine karşı duvar gibidir, birbirlerini takviye ederler.”  (Nesâî, kütüb-ı sitte, 2. Cilt , Sf. 374)

“ Size vermekte olduğu nimetlerinden ötürü Allah’ı sevin, beni de Allah beni sevdiği için seviniz.”

Tirmizî; Huccetü’l İslam İmam Gazali, İhya’u Ulum’id-din, 4. cilt, Çeviri: Dr. Sıtkı Gülle, Huzur Yayınevi, İstanbul 1998, s.594

 

“Allah uğrunda birbirine muhabbet eden kimseler, O’nun gölgesinden başka gölge olmayan günde, O’unu Arş-ı Alâsının gölgesindedirler. Kendilerine nurdan kürsüler kurulur. Onların Rableri ile olan meclislerine, Peygamberler, sıddıklar ve şehidler bie imrenirler.”

(Hz. Muaz İbni Cebel (r.a.) Ramuzu’l- Ehâdîs, s.233

“Mümin kendisi için sevdiğini kardeşi için de arzular.” Buhârî, ve Müslim; Huccetü’l İslam İmam Gazali, İhya’u Ulum’id-din, 3. cilt, Çeviri: Dr. Sıtkı Gülle, Huzur Yayınevi, İstanbul 1998, s. 152

Hediyeleşin, birbirinizi sevin. Birbirinize yiyecek hediye edin. Bu, rızkınızda genişlik hasıl eder.”

Kütüb-i Sitte, Muhtasarı Tercüme ve Şerhi, Prof. Dr. İbrahim Canan, 16. cilt, Akçağ Yayınları, Ankara, s.239

“Ziyaretleşin, hediyeleşin. Çünkü ziyaret sevgiyi perçinler, hediye de kalpteki kötü duyguları söker atar.”

Kütüb-i Sitte, Muhtasarı Tercüme ve Şerhi, Prof. Dr. İbrahim Canan, 16. cilt, Akçağ Yayınları, Ankara, s.239

“Birbirinizi kıskanmayınız, birbirinize kin tutmayınız, birbirinize çirkin sözler söylemeyiniz, birbirinize sırtlarınızı dönmeyiniz, kiminiz kiminizi arkasından çekiştirmesin. Allah’ın kulları kardeşler olunuz.”

Buhârî, ve Müslim; Huccetü’l İslam İmam Gazali, İhya’u Ulum’id-din, 3. cilt, Çeviri: Dr. Sıtkı Gülle, Huzur Yayınevi, İstanbul 1998, s. 315

“Sizden önceki toplumların derdi size de bulaştı: Haset ve kin. Kin beslemek kökten kazıyan şeydir. Allah’a yemin ederim ki iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe iman etmiş olamazsınız. Size birbirinizi seveceğiniz bir şeyi haber vereyim mi? Aranızda selamı yayın.”

Tirmizi; Huccetü’l İslam İmam Gazali, İhya’u Ulum’id-din, 3. cilt, Çeviri: Dr. Sıtkı Gülle, Huzur Yayınevi, İstanbul 1998, s. 425

“Mü’minler birbirlerine muhabbetli ve hayırlıdır, evleri ve bedenleri ayrı olsa da. Facirler ise birbirlerini aldatıcıdırlar. Evleri ve bedenleri toplu olsa da. Ve birbirleriyle mücadele ederler.”

(Hz. Enes r.a.) Ramuz El-Hadis s.233

“Merhamet edin, merhamet olunasınız. Af edin, af olunasınız. Yazık, laf ebesi olanlara. Yazık günahlarına bilerek devam edip, istiğfar etmeyenlere.”

G.Ahmed Ziyaüddin, Ramuz El Hadis, 1. cilt, Gonca Yayınevi, İstanbul, 1997, 70/10

“Kolaylaştırın, güçleştirmeyin. Müjdeleyin, nefret ettirmeyin. Birbirinizle iyi geçinin, ihtilafa düşmeyin.”

Hz. Said İbni Ebu Berde; G.Ahmed Ziyaüddin, Ramuz El Hadis, 2. cilt, Gonca Yayınevi, İstanbul, 1997, 510/5

“Allah yoluna birbirlerini sevenler, arşın gölgesinden başka gölge olmayan o günde, arşın gölgesindedirler. Nurdan minberler üzerinde. Onların mekanlarına Nebiler ve Sıddıklar gıbta ederler.”

(Hz. Muaz r.a.) Ramuz El-Hadis s.233

“Allah yolunda muhabbet edenler, Arşı Alâ etrafında yakuttan kürsüler üzerinde olurlar.”

(Hz. Ebu Eyyub r.a) Ramuz El-Hadis s.233

“Sana zulmedeni affet. Sana küsene git, sana kötülük yapana iyilik yap. Aleyhine de olsa hakkı söyle.”

Kütüb-i Sitte, Muhtasarı Tercüme ve Şerhi, Prof. Dr. İbrahim Canan, 16. cilt, Akçağ Yayınları, Ankara, s. 317

“Fakirleri seviniz ve onlara yakın olunuz. Siz onları severseniz, Allah da sizi sever. Siz onlara yakın olursanız, Allah da size yakın olur. Siz onları giydirirseniz, Allah da sizi giydirir. Siz onları yedirirseniz, Allah da sizi yedirir. Siz cömert olunuz ki, Allah Teala da size karşı cömert olsun.”

G.Ahmed Ziyaüddin, Ramuz El Hadis, 1. cilt, Gonca Yayınevi, İstanbul, 1997, 17/15

“Zulümden kaçının. Zira zulüm, kıyamet günü karanlıklar olacaktır. Cimrilikten de kaçının, zira cimrilik, sizden öncekileri helak etmiş, onları birbirlerinin kanlarını dökmeye, haramlarını helal addetmeye sevk etmiştir.”

Muslim, Birr 56; Kütüb-i Sitte, Muhtasarı Tercüme ve Şerhi, Prof. Dr. İbrahim Canan, 16. cilt, Akçağ Yayınları, Ankara, s. 357.

“Mü’min alicenaptır ve kerimdir (Hüsnü zannı sebebile aldanır). Facir ise hilekardır.” (Hz. Ebu Hüreyre r.a.) Ramuz El-Hadis s.230

“Mü’min her halinde hayır üzerindedir. Ruhu, Allah Azze ve Celleye hamd eder olduğu halde, iki yanı arasında kabzolunur.”

(Hz.İbni Abbas r.a.) Ramuz El-Hadis s.230

“Mü’min omuzları yumuşak kimsedir (iyi geçimlidir). O din kardeşine rahatlık verir. Münafık ise uzak durur. Ve kardeşine sıkıntı verir. Mü’min selâm vermekte atılgandır. Münafık ise bakar ki 0nce kendisine versinler.”

(Hz. Enes r.a.) Ramuz El-Hadis s.230

“Maruf (iyilik) cennet kapılarındandır. Ve fena ölümü defeder. İyilik ismi gibi iyidir. Ve dünyada iyilik adamı olan ahirette de iyilik ehli olur.” (Hz.İbni Şihab r.a.) Ramuz El-Hadis s.236

“Ey insanlar dikkat ediniz! Rabbiniz tektir. Arabın, Arab olmayana, Arab olmayanın Arab’a, siyahın kırmızıya, kırmızının siyaha, takvadan öte, hiçbir üstünlüğü yoktur. Şüphesiz Allah Teala katında en üstününüz, Allah Teala’dan en çok korkanınızdır.”  Müsned-i Ahmed b. Hanbel, 5/411

 

 

Âdem oğlunun bir dere altını olsa ikincisini ister. Onun ağzını topraktan başka bir şey doldurmaz. Allah (c.c) tövbe edenin tövbe-sini kabul eder.

Ahirete nazaran dünyanın değeri, ancak sizden birinizin parmağını denize daldırmasına benzer. Parmağı ile denizden aldığı suyu göz önüne getirsin.

Akıllı kimse, kendisini sorguya çeken ve ölümden sonrası için çalışandır. Aciz kimse, nefsini hevasına tabi kılar ve Allah (c.c)’tan, olmayacak şeyler bekler.

Allah (c.c)’a yemin ederimki, Allah (c.c)’ın bir kimseye senin sayende hidayet vermesi, senin için kırmızı develere malik olmaktan hayırlıdır.

Allah (c.c.) bütün işlerde yumuşaklığı sever.

Allah (c.c.) erkeklere benzeyen kadınlara ve kadınlara benzeyen erkeklere lanet etsin.

Allah bir kuluna hayır murâd ederse onun gönlüne zenginlik ve kalbine takvâ verir.Bir kuluna da şe dilediği vakit fakirliği iki gözünün önüne getirir.

Allah katında en sevgiliniz,ahlâkı güzel olan,halk ile geçinenler ve kendisiyle geçinilen,yumuşak huylu olanlardır.Ve Allâh yanında buğz edilenlerinizde, insanla arasında biribirine lâf götürüp getirmekle uğraşan, onların kusurlarını arayarak din kardeşlerinin aralarına tefrika sokanlardır

. Allah teala sizin kalıbınıza ve malınıza bakmaz, Kalbinize ve amellerinize bakar.

Allah’a (c.c.) amellerin en sevimlisi, az da olsa devamlı olanıdır

Allah’ı (c.c.) zikir, kalplerin şifasıdır.

“Allahu Teâlâ zâlimi imhâl eder (bir müddet cezasını tehir eder),taki gazabına uğrayınca onu kimse kurtaramaz.”

“Allahu Teale (c.c) buyurdu ki: Bir kimse benim velilerimden birine düşmanlık ederse, ona karşı harp ilan ederim. Hiçbir kulum, kendisine farz ettiğim şeylerden bence daha sevimli bir şeyle bana yakınlık kazanmamıştır. Nafile ibadetlerle durmadan bana takarrüb eder, nihayet onu severim ve onu sevince de işitir kulağı, görür gözü, tutar eli ve yürür ayağı olur, benden bir şey isterse elbette veririm, bana sığınırsa muhakkak korurum.

Allahü Teâlâ her hak sahibine hakkını vermiştir. Dikkat ediniz, varise vasiyet yoktur.

Ana babasına iyilik yapana ne mutlu! Allah onun ömrünü artırsın!

Ancak kerim olanlar ikram ederler,onlara leîm olanlar ihanet eder..

Babalarınıza iyilik edin ki, oğullarınız da size iyilik etsin.

Bana itaat eden Allah’a itaat etmiş olur. Bana âsi olan da Allah’a asi olmuş olur. Emire (iş başındakilere) itaat eden bana itaat etmiş, Emir’e asî olan bana da asi olmuş olur.

Başkalarını doğruluğa çağıran kimseye kendisine uyanların sevabı gibi sevap verilir. Bununla beraber onların sevabından da hiçbir şey eksilmez. Sapıklığa çağıran kimseye de ona uyanların günahı gibi günah verilir. Bununla beraber ona uyanların günahlarından hiçbir şey eksilmez.

Beş günah vardır ki,keffâreti yoktur.Bunlar; Allâh’a şerik koşmak, bigayri hakkın adam öldürmak, mü’mine bühtan ve iftira etmek, muharebe günü kaçmak ve yalan yere yemin ile hakkı iptal etmek. Beşikten mezara kadar ilim tahsil ediniz.

Biat etmeyerek ölen kimse cahiliyet zamanında ölmüş gibi olur. Müslimin diğer bir rivayetinde; Cemaatten ayrılarak ölen kimse cahiliyet zamanında ölmüş gibi olur.

Binekli yürüyene, yürüyen durana, az olanlar çok olanlara, küçük büyüğe selâm verir.

Bir adamın hayra sarfettiği paranın en efdali, iyaline infak ettiği para ile, Allah yolunda kullanacağı atı için verdiği ve bir de Allah rızası için (mücahid) arkadaşlarına sarfettiği paradır.

Bir baba, çocuğuna güzel terbiyeden daha iyi miras bırakamaz.

Bir insanın gerçek zenginliği, onun bu dünyada yaptığı iyiliklerdir.

Bir kul ki, Allâhü Teâlâ onun kalbinden beşere merhamet yarat-mamıştır, haib ve hâsir olmuştur.

Bir topluluk bir yere vardıklarında, içlerinden birinin onlara selâm vermesi yeterli olur. Oturanlardan birisinin onlardan selâm alması yeterlidir.

Bir topluluk bir yere vardıklarında, içlerinden birinin onlara selâm vermesi yeterli olur. Oturanlardan birisinin onlardan selâm alması yeterlidir.

Biri Allah (c.c) korkusundan ağlayan diğeri Allah (c.c.) rızası için gece nöbet bekleyen iki gözü cehennem ateşi yakmaz.

Büyüklerle oturunuz, alimlere sorunuz. Hikmet ehli ile düşüp kalkınız.

Cahiller cesur olurlar.

Cenabı Hakkın rızası aranan bir ilmi sırf dünya metaına nail olmak için öğrenen bir kimse, kıyamet gününde cennet’in kokusunu bile duymaz.

Cennet, annelerin ayakları altındadır.”

Dünya tatlı ve manzarası câziptir. Allah sizi dünyâda başkalarına halef kılacak ve nasıl muâmele edeceğinize bakacaktır. Binâen aleyh dünyâdan korkunuz ve kadınlardan korununuz.

Dünyada iki yüzlü olanlar, kıyamet günü ateşten iki yüzlü olarak gelirler.

Dünyanızı ıslah ediniz. Yarın ölecekmiş gibi de ahiret için çalışınız.

Düşmanlarınızın en kuvvetlisi içinizdedir.

Eğer biriniz, hoşlanmadığı bir rüya görürse, hemen kalkıp namaz kılsın ve o rüyayı kimseye anlatmasın.

Eğer biriniz, hoşlanmadığı bir rüya görürse, hemen kalkıp namaz kılsın ve o rüyayı kimseye anlatmasın.

Evlâdım! Evine girince selâm ver ki, selâmın hem sana, hem de aile halkına bir bereket olsun.

Evlat kokusu, cennet kokusudur.

Ey insanlar! Allah’a tövbe ve istiğfar ediniz, ben günde yüz kere tövbe ediyorum.

Farz ibadetlerinden sonra Allâh yanında amellerin en sevgilisi (rızâsına muvâfık olanı) , müslümanın kalbine sevinç koymaktır.

Gece ile gündüz müsavi olduğu veya ahirzaman yaklaştığı vakitte mü’minin rüyası ekseriye doğru olur. Mü’minin rüyası nübüvvetin kırkaltıda bir cüz’üdür. Müslimin diğer bir rivayetinde: Sizden hanginiz en doğru sözlü ise onun rüyası da en doğrudur.

Gizli ve âşikâr her işinde,Allah’dan korkmayı tavsiye ederim..

 

Güçlü kimse insanları güreşte yenen değil, belki hiddet anında kendini zapteden, iradesine sahip olan adamdır.

Günahlara tevbe eden günah işlemeyen gibidir. Günahlara tevbe ve istiğfar edip, o günaha devam eden, Rabbi ile istihza (alay) eden gibidir.

Haset, ateş nasıl odunu yer yutarsa iyilikleri yer yutar, mahveder.

Hayır büyüklerinizle beraberdir..

Hepiniz çoban ve muhafızsınız, maiyetinizde bulunanların huku-kundan mesulsünüz. İş başındakilerde muhafızdır, memurlarından mesuldür. Erkek, ailesi efradının çobanıdır ve onlardan mesuldür. Kadın da kocasının evinde bir muhafızdır; O da ondan mesuldür. Hülasa hepiniz muhafızsınız ve maiyetinizdekilerden mesulsünüz.

Her duyduğu şeyi söylemesi, kişiye günah olarak yeter.

Her kim ilim tahsili için bir yola sülûk ederse, bu yüzden Allahu Teâla ona, Cennete gidecek yolu kolaylaştırır.

Her müslümanın sadaka vermesi lazımdır buyurdu. Tasadduk edecek bir şey bulamazsa ne yapar? dediler. Eliyle çalışır, kendiside müstefid olur ve sadaka da verir buyurdu. Yapamazsa?denildi. Sıkıntıya düşmüş ihtiyaçlıya yardım eder buyurdu. Elinden gelmezse denildi. Hayrı emreder buyurdu. Bunu da yapamazsa denildi. Fenalık yapmaktan çekinir, bu da sadakadır buyurdu.

Herhangi bir cemaat Allah (c.c.)’ı zikir için toplanırlarsa muhakkak melekler onları kuşatır, onları rahmet kaplar ve onlar üzerine sükunet ve vakar iner. Cenabı Hakk da onları katında bulunan meleklere medhü sena eder.

Herhangi bir kimse,bir şahsı içlerinde bu şahıstan daha ehil kimse bulunduğunu bildiği halde , on kişi üzerinde âmir tayin ederse ,Allah ve . .. Resûlu’llah’a ve müslümanlara hıyanet etmiş olur..

Hiç kimse öfkeli olduğu iki kişi arasında hükmetmesin.

Hükümdar, Allâh’ın adl ve emânının yerde gölgesidir.

İhtiyara, sırf yaşından dolayı hürmet eden hiç kimse yoktur ki, Allah da ona yaşlandığında saygı gösterecek birini ihsan etmesin.

İki kimse gıbta edilmeye şayandır. Birisi Kur’an öğrenmiş olup onunla gece gündüz meşgul ve muktezasıyla amil olandır. Diğeri de Allah (c.c.)’ın kendisine mal ihsan ettiği kimsedir ki gece gündüz o malı Allah (c.c.) yoluna sarf eder.

İki müslüman bibirleriyle karşılaşıp da el sıkışırsa, ayrılmazdan evvel günahları bağışlanır.

İki nimet vardır ki,insanların çoğu o nîmetlerin kadrini bilmiyorlar da aldanıyorlar. Bunlar sağlık ve boş vakittir.

İlim öğrenmek her Müslüman için farzdır. İlim öğrenen kişiye, denizdeki balıklara kadar her şey istiğfar eder.

İlmin kaldırılıp bilgisizliğin geçerli sayılması şarap (ve alkollü içkilerin ) içilmesi, zinanın açıktan yapılması kıyamet alamet-lerindendir.

İlminden faydalanılan bir alim, bin Abid’den daha hayırlıdır.

İman yetmiş küsür şubedir. Haya da imandan bir şubedir.

İmanın efdali: nerede olursan ol, Allah’ın (c.c.) seninle olduğunu bilmendir.

İnsan dilinin altında gizlidir.

İnsan öldüğü zaman üç şey hariç ameli kesilir: Sadaka-i cariye, faydalanılan ilim, salih evlat.

İnsanların en âcizi duada âciz olan, insanların en cimrisi de selâm vermekte cimri olandır.

İnsanların en hayırlısı, ahlakı en güzel olanıdır.

İş, ehlinin gayrına verildiği zaman kıyameti bekle.

Kanaate sarılınız. (Çünkü) Kanaat tükenmeyen bir maldır.

Kardeşini güler yüzle karşılamaktan ibaret bile olsa, hiçbir iyiliği hor görme.

Kıyamet Günü Cehennem’liklerin azabca en hafif olanı o kimsedir ki, ayak oyuklarına iki kor konur da (Onun te’siriyle) o adamın beyni kaynar. Hiç bir kimsenin kendisi kadar şiddetli azabda olduğunu hatırına getirmez ; halbuki o, azab görenlerin en ehvenidir.

Kıyamet günü, tacirler facir olarak ba’s olunurlar. Allah’ dan (c.c.) korkan, iyilik eden, ve tasadduk edenleri müstesna.

Kıyamet günü’nde Adam oğlu, şu beş şeyden sorguya çekilmedikçe yerinden ayrılamaz: Ömrünü nerede, ne sûretle harcadığından, yaptığı işleri ne maksatla yaptığından, malını nerede kazandığın’dan ve nerelere sarfettiğinden, Vücudunu, sıhhatını nerede ve ne sûretle yıprattığından.

Kıyamet gününde bana halkın en yakın olanları ve şefaatime hak kazananları benim üzerime en çok salavat getirenleridir.

Kıyamet yaklaştığında Müslüman’ın rüyası yalan çıkmayacak. Sizin en doğru rüya göreniniz, en doğru söyleyeninizdir.

Kim beni rüyasında görürse, beni gerçekten görmüş gibidir. Çünkü, şeytan benim şeklime girip görünemez.

Kim insanların kendisi için ayağa kalkıp saygı göstermelerini isterse, ateşteki yerine hazırlansın.

Kim ki Allah’a (c.c.) ve Ahiret gününe inanıyorsa ya hayır söylesin ya da sükut etsin.

Kim küçüklerimize merhamet etmez, büyüklerimizin hakkını tanımaz ise bizden değildir.

Kişi arkadaşının dini üzerinedir. Sizden her biriniz, kiminle arkadaşlık yaptığına baksın.

Kişi dostunun yolundadır. O halde sizden her biriniz dost edineceği kimseye iyi dikkat etsin.

Kişi yalan söylediği zaman o yalandan gelen kokudan, melek ondan bir mil uzaklaşır.

Kuvvetli insan, kendi kendini yenen insandır.

Küçüğümüze merhamet etmeyen, büyüğümüze saygı göstermeyen bizden değildir!

Mazlumun bedduâsından sakın. Çünkü,onun duâsıyla Allah arasında (kabûlünde mani) bir perde yoktur.

Mazlumun bedduasından sakınınız. O dua ile Allah (c.c.) arasında perde yoktur.

Meddâhların (dalkavukların) yüzlerine toprak saçınız. (Hadisi Şerif)

Mektuba cevap vermek, selama mukâbele etmek gibi haktır.

Melekler, nurdan yaratılmıştır. Cinler, dumansız ateşten yaratıl-mıştır. Âdem ise, size anlatılan şeyden yaratılmıştır.

Mü’minin ferasetinden kaçınınız, muhakkak o, Allah’ın (c.c.) nuruyla bakar.

Mükafatın büyüklüğü, belanın büyüklüğü nispetindedir. Allah Teala bir kavmi severse, onları belaya uğratır. Bir kimse mukadderata razı olursa, Allah ondan razı olur. Bir kimse belaya razı olmazsa, Allah’ın gazabına uğrar.

Münafıkın alemetleri üçtür: Söz söylerken yalan söyler, vaad ettiği vakit sözünde durmaz, kendisine bir şey emanet edildiği zaman ona hıyanet eder. Diğer bir rivayette de Oruç tutsa, namaz kılsa ve kendisini Müslim sansa dahi ziyadesi vardır.

Münafıklığın alameti üçtür: Konuştuğu zaman yalan söyler, Va’d ettiği zaman sözünde durmaz, emanete hıyanet eder.

Müslüman Müslüman’ın (din) kardeşidir. Müslüman kardeşine zulmetmez ve onu düşman eline vermez. Her kim Müslüman kardeşinin yardımında bulunur ve onun ihtiyacını temin ederse Allah (c.c)’ta ona yardım eder. Her kim, bir Müslüman’ın sıkıntılarında birini giderirse Cenabı Hak buna mukabil kıyamet sıkıntılarından birini def eder. Her kim bir Müslüman’ın ayıbını örterse, Allahu Teala ahirette onun ayıbını örter.

Namaz, insan ile şirk ve küfür arasında bir perdedir. Namazı terketmek, bu perdeyi kaldırmaktır.

Nerede olursan Allah (c.c)’tan kork, fenalık yaparsan, arkasından iyilik yap, fena işi silip götürsün, insanlara karşı güzel ahlakla muamele et.

Nikahın hayırlısı, en kolay ve külfetsiz olanıdır.

Rüşvet alan da veren de cehennemdedir.

Rüya üç kısımdır: Allah’tan müjde olan doğru rüya, şeytanın sizi üzmek için gösterdiği rüya, kişinin kendi kendine konuştuğu şeylerden ileri gelen önemsiz rüya.

Selam, konuşmaktan önce gelir.

Siz kendiniz namuslu olun ki, kadınlarınız da namuslu olsunlar.

Siz ne haldeyseniz,başınıza o halde insanlar getirilir.

Sizden bir kimse çirkin bir iş görürse onu eli ile değiştirsin; eğer buna gücü yetmezse dili ile tağyir etsin; bunada gücü yetmezse kalben nefret etsin. Bu imanın en zayıf derecesidir.

Sizden biriniz kendisi için sevdiği bir şeyi başkası için de sevmedikçe, imanı kamil olmaz.

Sizden herhangi biriniz vurduğu zaman yüze vurmaktan sakınsın.

 

Sizden hiçbiriniz kendi nefsi için istediğini mü’min kardeşi için de istemedikçe kamil mü’min olamaz.

Size amellerinizin en hayırlısı, Allah nezdinde (sevap bakımından) en çok ve en temiz olan, derecelerinizi yükselten ve sizin için altın ve gümüşü infak etmekten ve harp medyan-larında düşmanlarınızla karşılaşıp (İ’lâi Kelimetu’llah uğrunda) onların boyunlarını vurmanızdan daha hayırlı amelleri haber vereyim mi? Diye sordu. Ashab: Evet ya Resulâ’llah, dediler. Resuli Muhterem (s.a.v.): Allah’ı zikretmektir.

Sizin hayırlı olanınız, ehline hayırlı olandır. Ben de sizin ehline hayırlı olanınızım.

Kadınlara, Sizin hayırlınız, hayrı umulan ve şerrinden emin olunan kimsedir. Şeririniz ise, hayrı umulmayan ve şerrinden emin olunmayandır.

Sizin hayırlınız,kadınlarına ve kızlarına hayırlı olandır..

Teenni Allah (c.c.) dan, acele şeytandandır.

Üç dua geri çevrilmez. Oruçlunun duası, misafirin duası ve mazlumun duası.

Üç kimsenin duası makbul dualardır. Bunların kabul edileceğine şüphe yoktur. Zulme uğrayanlar, Misafirler, Babanın evladına duası (Ana –Babanın çocuklarına duasıdır.)

Üç şey ölünün ardından (kabre kadar) gider: Âilesi, malı ve ameli. Bunlardan ikisi döner, birisi kalır. Dönenler ailesi ve malı, kalan de amelidir.

Vallahi eğer benim bildiklerimi bilmiş olsaydınız az güler çok ağlardınız. Döşek üzerinde kadınlarla telezzüz edemez, Allah’a (c.c) feryat ederek yollara sahralara dökülürdünüz.

Yanında ana babası, ya da onlardan biri yaşlanıp da, gerekeni yaparak cennete giremeyen kimsenin burnu sürtülsün!

Yedi sınıf insan vardır ki, Allâhu Teâla onları hiçbir gölge bulunmayan günde, Arş’ının gölgesinde Gölgelendirir: Adaletli devlet reisi, Allah’a ibadetle büyüyen genç, kalbi camilere bağlı kimse, Allah için sevişen ve bu uğurda birleşip bu sevgi ile ayrılan iki kişi, mevki sahibi olan güzel bir kadın tarafından arzı nefs için çağırıldığı halde Ben Allah’tan korkarım. Cevabı ile mukabele eden kimse. Sağ elinin verdiği sadakayı sol eli duymayacak surette gizli sadaka veren kimse, tenha yerde Allah’ı zikrederek gözleri yaşla dolup taşan kimsedir.

 

Zengin, çok mala sahip olana denmez, zengin kalbi olana denir.