İSTİHARE İLE İLGİLİ EDEPLER

  1. BÖLÜM

İSTİHARENİN EDEPLERİ

Müslümanın Rabbine (cc) karşı olan edebindendir. İstiharede kulun rabbine karşı olan tevekkülüne dair bir tezahür ve işlerini O’na havale etmesi ve O’na güvenmesi söz konusudur. İstiharenin edepleri vardır. Bunlar:

Birinci Edeb:  Allah’a karşı ihlaslı olmak: Yani Müslüman istihareye karar verdiği zaman onu buna iten nedenin Allah’a karşı ihlas ve Peygamberin gösterdiği yola tabi olmaktır. Allah’a karşı kulluğunu gerçekleştirme ve ondan bereket talebinde bulunmaktır.

İkinci Edeb: İstihare bütün işler için olmasıdır:  Bu kulun her durumda Rabbine dayanmasıdır. Bu husus Câbirin naklettiği şu hadiste açıkça görünmektedir: “Peygamber (s.a.s.) bize Kur’an’dan bir sure öğretircesine İstihareyi öğretir ve şöyle derdi: “Sizden biriniz bir iş yapmak istediğinde…[1]  İnşaallah hadisin tamamı ileride zikredilecektir.

Ancak İstihare vacip ya da müstehap; haram ya da mekruh’ta olmaz. Aksine mübah amellerde olur. Bazen müstehab ya da bazı vaciplerde olabilir. İbn Ebî Hamza şöyle der: “O şey umumidir onunla hususiliği/özeli kasdediliyor. Çünkü vacip ve müstehabın yapılışında İstihare olmadığı gibi; haram ve mekruhun terkedilmesinde de İstihare olmaz. Durum İstiharenin mübahla sınırlandırılmasıdır. Yani mübah bir işte iki durumla karşı karşıya gelindiğinde hangisi daha efdal ve hangisi sınırlandırılmalı veya terkedilmelidir, inteha… İbn Hacer bu konuda şöyle dedi: “Bu anlatılanlar dışında İstihare vacip ve muhayyer müstehaba da girer. Bunun gibi zamanı geniş ve uzun olan işlerde de olur. Aynı zamanda işlerin genel ve umumi olan ile hakir olanları da içine almaktadır, bazen küçük şeylerde büyük işler bulunabilir.”[2] İnteha…

 

Üçüncü Edeb: Belli bir işe kesin karar vermeden önce İstihare yapmak:

Yapıp yapmaması hususunda iki şeyden bir şeye karar verdiğinde, istihara yapmasının bir anlamı yoktur. İbn Hacer bu konuda şöyle der: “İbn Ebi Cemre: İnsanın kalbine gelen şeyleri tasnif etmek kişinin kendisindedir ve bu da şöyle derecelendirilir: Himmet/Güç-Kuvvet, baskı/ Limme, Hatıra, Niyet, Azimet. Diğer üçünün aksine ilk üç kısım muaheze edilemez/ sorumlu tutulmaz. “Kastteğinde” sözü kalbe ilk gelen şeye işaret etmektedir, bundan sonra yaptığı istihare namaz ve duanın bereketiyle, işin kendi katında karar kıldığının aksine olarak, yanında hayırlı bir iş olarak ortaya çıkar, onda iradesi ve azimeti güçlenir. O kasttettiği şeyde bir sevgi ve muhabbet doğmasına yol açar. Bu sefer de daha önce kuvvetli bir şekilde istediği bir işten sapma korkusu ortaya çıkar.”[3] inteha

 

Dördüncü Edeb: Allah’a muhtaç olduğunu açıkça gösterme: Bu kulluk gerçeğini izhar etmektir. Kul için en yararlı şey Allah’ın huzurunda eğilmesidir ve ona karşı zayıf olduğunu ve ona ihtiyaç duyduğunu izhar etmesidir. Bu duygu içerisinde yapılan dua kabul edilmesi ihtimali yüksektir.

Beşinci Edeb: Farzlar dışında iki rekaat namaz kılma: Yani duadan önce kılınan istihare namazıdır. Bu dua iki rekaat salatı mescid, revatib veya başka nafile namazlardan sonra ancak istihare niyetiyle de olabilir. Bu, Peygamber Efendimizin (s.a.s.) şu sözüne binaendir: “Biriniz bir işe kalkıştığı zaman fazladan başka iki rekaat kılsın, sonra da ….. desin.”[4]

İbn Hacer şöyle diyor: “en-Nevevî el-Ezkâr’da şöyle diyor: “Mesela biri ister iki rekaat isterse daha fazla kılmak üzere öğle namazını müteakip kılınan revatip namazı ya da başka bir namazdan sonra kılınan nafile yahut da başka herhangi bir nafile namazdan sonra istihare duası yaparsa ona yeter. İbn Hacer: Her ne kadar en-Nevevi böyle dese de farklı görüşler de vardır. Görüldüğü üzere bir bizzat bir namaza niyet edildiğinde ve beraberinde istihare namazı da kılındığında niyet iki niyeti birbirinden ayrı ayrı söyler ve iki rekaat namaz kılarsa ona yeter.  Eğer (namaz kıldığında istihareye) niyet etmemiş ise durum bunun aksine olur (yani namaz sonrası doğrudan istihare duasına başlayabilir).”[5]

Altıncı Edeb: İki rekaatten sonra dua:

Bundan kasıt, Peygamber efedimizden nakledilen dualardır. Zira O şöyle buyurmaktadır: “Biriniz bir işe kalkıştığı zaman fazladan başka iki rekaat kılsın, sonra da “Ya Rabbi ilminle istihare ediyorum, kudretinle güç talep ediyorum, yüce faziletinden istiyorum, sen yapabilirsin ben yapamam, sen bilirsin ben bilmem, sen gaybları en iyi bilensin. Ya rabbi şayet bu işin –ihtiyacını belirtir- dinim, yaşamım, akıbetim –yahut şöyle der: hemen olması veya daha sonrası olmasını benim için hayırlı olduğunu takdir ediyorsan bu işi benim için takdir et ve benim için kolaylaştır sonra onu benim için bereketlendir. Şayet bilsen ki bu iş benim için, dinim ve hayatım için kötülük getiriyorsa –yahut şöyle der: şimdi veya daha sonra olmasını takdir ediyorsan onu benden uzaklaştır, beni de ondan. Her nerede olursa olsun bana hayırlı olanı ver ve beni ondan hoşnut kıl” desin.”[6]

Sana istihare ediyorum”un manası senin “tercihini istiyorum, bildiğini öğrenmek istiyorum” demektir. “Esteqdiruke li keza: Kudretini istiyorum”un manası, “beni şu işe muktedir kılmanı istiyorum” demektir. “feqdirhu li/bana nasip et”ın manası, “bir şeyi yapabiliyorum, yapabildim, hazırladım” anlamındadır. “Raddini bihi/beni ona razı kıl”ın anlamı, benim için seçtiğin tercih konusunda beni razı kıl, demektir.[7]

Yedinci Edeb: O işe istiharenin hemen akabinde girişmek:

Allah’ın kendisi için bu işi kolaylaştırıp kolaylaştırmadığını gözetir. Eğer kolaylaşıyorsa hayır vardır, değilse yoktur. Biri şöyle demiştir: “İçine doğduğu gibi hareket eder.” Ancak bazı kimseler istihareden önce bir temayülü vardır. Bazı cahiller bir rüya görmesi gerektiğini düşünür. Ancak doğru olan bu değildir. İbn Hacer şöyle diyor: “İstiharecinin istihare sonrası ne yapması gerektiği hususunda ihtilaf vardır. İbn Abdisselam şöyle diyor: Uygun gördüğü şekilde hareket eder. Buna İbn Mesud’dan gelen hadis yolları buna delil olarak gösterilir. Hadisin sonunda “işe girişmesi gerektiğine işi yapar.” vardır. Hadisin başı “içinizden biri bir iş yaşmak istediğin de desin ki” vardır. Bu konuda Nevevi el-Ezkar’da şöyle der: İstihareden sonra gönlünün yön verdiği kalbinin tatmin olduğu yola koyulur. Enes b. Malk’in İbn es-Sünnî’den rivayet edilen hadis buna delil olarak gösterilir. “Bir işe niyetlendiğin zaman yedi kez rabbine istihare et, sonra geri dön bak, kalbine gelen ilk şey hayırlı olandır.” Eğer bu hadis sabit olsaydı bu görüşe itimad edilirdi. Ancak senedi çok zayıftır. Dolayısıyla istihareden önce güçlü bir şekilde meylettiği şeyi yapması doğru değildir….”[8]

Bunlar, istiharenin edepleri hususunda Allah’ın bize tesbitini kolaylaştırdığı edeplerdir. Bunların sayısı yedidir. ‘Alemlerin rabbi olan Allah’a hamd olsun.[9]

[1] – Buhârî, Sahîh, No: 1162, 6382, 7390. Bu hadis, Cabir’den rivayet edilmiştir.

[2] – İbnu Hacer, Fethu’l-Bârî, 11/188.

[3]– İbnu Hacer, Fethu’l-Bârî, No: 11/188:

[4] – Buhârî, Sahîh, No: 1162, 5382, 7390. Bu hadis Câbir’den rivayet edilmiştir.

[5] – İbnu Hacer, Fethu’l-Barî, 11/189.

[6] – Buhârî, Sahîh, No: 1162, 5382, 7390. Bu hadis Câbir’den rivayet edilmiştir.

[7] -İbnu’l-Esîr, Cami‘u’l-Usul, 6/251.

[8]– İbnu Hacer,  Fethu’l-Barî, 11/191.

[9] Daha fazla bilgi için bkz.: İbnu Hacer, Fethu’l-Bârî bi Şerhi Sahîhi’l-Buhârî, 11/187 vd.; İbnu’l-Esîr, Cami’ul-Usul, 6/250 vd.; İbnu Müflih,  el-Âdâbu’ş-Şer’iyye, 2/239 vd.; Huseyin el-‘Aveyşa, ed-Du‘a; el-Mevsu‘atu’l-fıkhiyye, 3/241 vd.; ve diğer kaynaklar.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*


This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.